Barışa evet!

Ancak ve ancak kişiden kişiye, koşuldan koşula değişmeyen şey gerçektir ve öze ait olandır. Ya da kişi tüm bunlardan etkilenmemeyi seçebilir. İçinde bulunduğun koşul, şartlanma ve eğilimlerin doğduğun yer, aldığın kültür ve eğitime göre değişiyor. Bu durumda senin birine düşman olman ve onları öldürme/öldürtme arzun kökten gelmiyor. O sana öğretilmiş. Sen bu tarafta olsan diğerine düşmansın, o tarafta olsan bana düşmansın. Bu durumda bu, gerçek sen değilsin. Sen hamur adamsın. Şekillendirilip başkalarının arzuları ve hedeflerince oynanansın.

Bebekliğine dön! Kimseyle bir sorunun yok. Düşmanlığı tanımıyorsun. Gülüp geçiyorsun. Hadi o olmadı, kaşlarını çatar, 2 dakika sonra güler geçersin. Barışa evet! Ölen ve öldürülen herkes bizimle bağlantılıdır. Ve ölen tarafın ailesi olmamamız şans eseridir. Öğretilen düşmanlığın üstüne çık ve kökten gelen özündeki tanrı sevgisini kabul et. Tanrı her şeye izin verendir. Düşman dediğin de Tanrı'nın izniyle oyununu oynuyor.

O halde illüzyonun farkına var artık. Var ki tarih tekerrür etmesin. Var ki sevgi dünyası gerçekliğini en hızlı ve güzel şekilde bulsun. 

Uyan artık ve kabul et. Hepsi sensin!

Alaka bilinc-farkindalik KendiYazılarım