Sana söylenen şeyler bir insan zihni ile ruh ortaklığından çıkmıştır.
Duyduğun şey yine kendi zihninin süzgecinden geçmiştir.
Zihnin doğumundan bu yana gerek toplum, gerek ailen, ülken, dînin ve
geleneksel inançlarınca şekillenmiş, üzerine elbise gibi giydirilmiştir.
Zihnin dualiteye, yani kutupluluk ilkesine tâbîdir.
Bu demek oluyor ki "o zıtlıklarla çalışır"
Bu doğanın ve bizim fizik evrenimizin gereğidir.
Kafandaki düşünceler "gerçek" sana ait değil.
Kafandaki düşünceler ancak çok farklı bir
düzeyde, senden çok küçük ifadeler taşıyor;
Onları işleme biçimin gibi,
Onları işlemen sonrasındaki tepki şeklin ve şiddetin gibi.
Onları ne kadar tutup, onlarla ne yaptığın önemli.
Daha büyük kudretlerce kurulmuş bir senaryonun oyuncususun.
Yaşaman gereken bir şeyden kaçınman pratikte mümkün değil.
Olacak olandan sıyrılman söz konusu değil.
Hakimiyet, olan bitenin senin içindeki yankısında.
Zihnindeki kalabalık seninle her yere gelecek.
Yaşamına, hayal edebileceğin tüm konforu getirsen bile ondan kaçışın yok.
Kafandaki gürültünün üstünde seni sessizce bekleyeni farket.
Kasırganın gözündeki huzuru bul.
Parçası olma, gözlemci ol.
Ve de ki;
Ben, ben değilim
Sadece olanlara şahidim.
“Gözlemci Protokolü”
Sesimden dinleyebilirsiniz
0 yorum: