Blogumdaki kaynak belirtilmemiş tüm yazılar Emre Güney'e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Kozmik İfşaat: Tanrının Sesi Teknolojisi (Zihin Kontrolü)

By | 2 comments


Kozmik İfşaat Sezon 4 Bölüm 5 Özeti
Corey Goode ve David Wilcock ile
“Tanrının Sesi Teknolojisi”


Bu haftanın Kozmik İfşaat bölümü epey tartışmalı bir konu. Corey Goode ve David Wilcock Tanrı'nın sesi teknolojisine odaklanarak zihin kontrolünün farklı türlerini tartışıyorlar.

Goode ve Wilcock yıllardır kendilerine istihbarat sağlayan adamlarından aldıkları bilgiler doğrultusunda Illuminati de denen kabal örgütünün aileleri içinde de dahil olmak üzere bu teknolojinin daha ilkel bir türünün nasıl kullanıldığını anlatıyorlar. Öncelikli amaç binlerce yıl alan gündeme grup içinde sorgulanmadan itaat edilmesi. Kendiliğinden değişime meyilli bu planın mimarları için önemli olan şey gelecek nesillerin bunu bozmalarına mani olmaktı. Bunun gereği olarak travma tabanlı çok yoğun bir zihin kontrolü şekli geliştirdiler. Buna modern çağda Kral/Padişah Programlama deniyor. 

Tanrının Sesi (VOG) teknolojisi elektromanyetik ve bazen de sonik frekansları sempatik titreşimle doğrudan hedefin merkezi sinir sistemine iletme metoduna dayanır. Bazı durumlarda yayın aldığı sırada kafatasının kendi titreşir. Goode bu tür cihazların bazılarını bir kontrol kutusuna bağlı dizüstü bilgisayar boyutunda bir metal plakaya benzetmiştir. Cihazların bazılarında mikrofon özelliği de bulunur ve böylece operatör de Tanrının Sesi aygıtına konuşabilir ve hedef kişinin zihnine seslenebilir. 


Cihaz metal bir plakayı andırıyor

Goode'un bahsettiğine göre bu cihazların öncüleri sınırlı menzilliymiş ve hedefin de görsel menzilde olmasını gerektiriyormuş. Dağılma etkisinden dolayı etki zayıflıyor ve gücünü kaybediyormuş. Daha sonra daha gelişmiş VOG cihazları yapılmış. Artık sinyal duvarlar arkasından ve hatta alçak yörünge uydularından bile gönderilebilir olmuş. 


VOG'un bir kişinin zihnine doğrudan bilgi indirme kapasitesi olduğu söyleniyor. Bu iletişim amaçlı da olabilir; mesela sahadaki bölgelere önemli istihbaratları göndermek gibi. Ya da birilerinin zihninde canlı halüsinasyonlar, gerçekçi vizyonlar ve sesler oluşturmak için. Hatta koku etkisi bile hedef kişinin sinir sistemine doğrudan gönderilebilmektedir. Bu gibi durumlarda hedef çoğunlukla vizyonların yanlış doğasını farkedememektedir. 

Goode'a göre teknoloji ne kadar canlı ve gerçekçi sansasyonlara sebep olsa da kişi gerçeklik ile kurgu arasındaki farkı ayırt etmeyi öğrenebilmektedir. Standart protokole göre Gizli Uzay Programındaki yeni personel VOG vb. teknolojilerin etkisi altında olduklarını ayırt edebilecek şekilde eğitilirler. 

Teknoloji önceleri yalnızca üst-seviye birimlere açıktı ama daha sonra kullanımı o kadar serbestleşti ki izni alan herhangi biri buna erişim sağlayabilir oldu. Bazı durumlarda program üyeleri bunu kendi kişisel işlerinde, örneğin eşlerinin sevgililerinde bile kullanmaya başladılar. Goode günümüzde bunun son derece sık kullanıldığını söylüyor. 


Açık sahada doğrultarak kullanılan
bir VOG cihazına örnek

VOG (Voice of God) teknolojisinin çeşitli varyasyonları ve pek çok ismi var. Örneğin kafatasına ses, V2K, LRAD (Uzun Menzilli Akustik Aygıtı) ve DARPA'nın sonik projektörleri. Goode bu teknolojinin ruhsal figürler yoluyla insanlar üzerinde hileli kanal mesajları yaratmak için de kullanıldığını söylüyor. Bu gibi vakalarda kanallık yapan kişiler bedensiz ruhsal varlıklarca bağlantı yapıldığına inandırılıyorlar. Ama aslında dünya yakınındaki bir VOG (Tanrının Sesi) istasyonundan yayın alıyorlar. 


Sonuçlar

Bu bilginin rahatsız edici doğasına rağmen bunları anlamak çok güçlendirici olabilir. 

Kabal bilgiyi insanlıktan uzun süredir gizledi. Tartışmasız en önemli bilgi de kendi bilincimizle ilgili olanlar. Kadim psikolojinin bir türünü kitleleri yönlendirmek için kullandılar. Kendi aile üyelerini bile sapkın Yeni Dünya Düzeni (NWO) vizyonlarını gerçekleştirmek için yönlendirdiler. 

Ancak daha önce söylediğimiz gibi, onların tarafında olanlar asla böyle planların parçası olmazlar ve onlar üzerinde zihin kontrolü yapılamaz. Doğru disipline edilmiş (buna bir aydındanmışlık durumu da denebilir) bir bilinç, kişiyi travma bazlı uygulamalar da dahil her türlü zihin kontrolüne karşı bağışıklı kılar. 


Bunun nedeni, aydınlanmış bir bilinç tüm deneyimi kutsallıkla kavrayıp entegre etmeye çalışır. Buna negatif veya travmatik olan deneyimler de dahil. Ama nüfusun çoğunluğu olarak kendinin üstatlığından yoksun olduğumuz, yani aydınlanmış olmadığımız için çoğu zaman bir tür zihinsel esin kaynağının ve akıl kontorülünün altında yaşıyoruz. 


Aslına bakılırsa kim olduğumuz bilgisi, yani benlik duygumuz hayatımızın ilk 6 yaşında programlanır, çünkü bilinçli zihin henüz etkin değildir. Bu genç yaşlarda daha çok davranışsal motifleri ve gelecekteki alışkanlık ve dürtülerimizin %95'ini oluşturacak olan bilinçaltı programlarımızı oluştururuz. Çoğu kişi de kendini yeniden programlama yetisini geliştirip aydınlanmadığından ne olduğumuz hakkındaki fikrimiz gerçekte ne olduğumuzun çok soluk bir yansıması olmaktan öteye geçmiyor.


Bu bilgi, burada şimdiye kadar verdiğimiz en güçlendirici bilgilerden birisidir. Tüm zihin kontrolleri özgür iradeyi sekteye uğratma ve bilinçli zihni bastırma yoluyla çalışır. Bu yüzden, kutsal bilgiyle desteklenmiş daha yüksek irade gücü bizi akıl kontrolüne karşı bağışıklı kılar. Ve bir kez kendimizin üstatlığını öğrenirsek tüm zarar verici alışkanlık ve dürtüler yok olmaya başlar. Geride ise hayli güçlenmiş ve donanımlanmış bir kişilik bırakır.


Kendimizi ne kadar bilir, gerçekliğimize ne kadar ulaşırsak psişemiz de o denli gelişir, gelişmiş zihinsel yetenekler kazanır ve dış telkinlere ya da zihin kontrolüne karşı da o kadar güçlü hale geliriz.


"Eğer aklınızı kullanmazsanız, bir başkası sizin yerinize kullanır!"
Görsel kaynağı 


Çeviri: Emre Güney
Kaynak: 
sitsshow.blogspot.com

Kaynaktaki özetten derlemedir

Siz kimle ya da neyle haberleşiyorsunuz? Greg Giles bu evrelerden geçmiş ve kaynağı ayırd etmemiz için şu aydınlatıcı yazıyı yazmış. Tıklayın! İngilizcedir.


Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

2 yorum:

  1. Şimdi anlaşılıyor ortadoğunun neden bu kadar sapkın olduğu ve itaatkar olduğu. Bence bu vog dediğiniz aygıtlarla kontrol ediliyor.

    YanıtlaSil
  2. Sığ bir bakış açısı. Sapkınlık ortadoğuya has değil ve bir milyar yıl önce ya da bir milyar yıl sonra aklını kullanmaktan aciz her insanın içine öyle ya da böyle düşeceği durum.

    YanıtlaSil