Blogumdaki kaynak belirtilmemiş tüm yazılar Emre Güney'e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Oyundasın! Gülümse :)

By | 4 comments
Her ne yaşarsan yaşa, ruh eğlenmekte ve bundan istifade etmektedir.


ÇOK BASİT! Fazla karıştırmaya gerek yok. Birazdan okuyacağın satırlar, varoluşun en derin gerçeklerinin bulabileceğin en basit açıklamasıdır. İddia ediyorum; en basit ve anlaşılır!

Bu bir oyun! Gülümse! Bir filme, bir oyuna nasıl kaptırıp da etrafında olup biteni kaçırabiliyorsan aynı şekilde...

Masanın başına oturdun, ihtiyaç ve arzularına göre bir senaryo seçtin, ardından da bir beden seçtin kendine. İnsan yapımı bir oyuna göre farkedilmesi neredeyse imkânsız olması gayet doğal. Ruhun bilimi, ilahi olanın teknolojisi sınırsızdır. Şaşırma. Görülürken pek çok rüya bile senin için gerçekliktir. Bu, asıl sen değilsin. Kızan sen değilsin. İncinen sen değilsin. Sen asla eksiltilemezsin. Sen asla yaralanamazsın. Asla yıkılamaz ve gelişimden alıkonulamazsın. 

Farkına var ve kendini zihninden kopar! Her ne zorluk ve acı yaşarsan yaşa, RUH eğlenmekte ve öğrenmektedir. O bundan zarar göremez. RUH ölümsüz ve ebedidir. RUH kaygısızdır. Bahsettiğimiz dramlar insan beyninin kimyasallarla yaratılan algılarında cereyan eder. 

Huzur ve dinginliği bulduğunda bir nebze olsun gerçek benliğine yaklaşırsın. Her dram ve zorluk, her koşturmaca seni ilüzyona bir mıknatıs gibi daha çok yapıştırır. Her saniye bu gerçekliği yaşa. Her saniye bu bilgiyi canlı tut ve ASIL SENİN farkında ol.

İyi yolculuklar ve iyi eğlenceler

Emre Güney

Bu yazıyı, yaşasaydı bugün 68 yaşında olacak, Antalya Kaleiçi'nin
1979'daki ilk restorasyonundan da sorumlu rahmetli babam
Mimar A. Nihat Güney'e ithaf ediyorum.
Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

4 yorum:

  1. Teşekkürler Emre ne güzel gülümsettin 😊
    Harika insan Baban ışıklar içinde olsun...

    YanıtlaSil
  2. Harika bir yazı, teşekkürler. Rahmetli babanız sistemin (hayat oyununun) farkındaymış. Işıklar içinde olsun inşallah.

    Ben de özellikle son aylarda oyun içinde olduğumuzu çok net fark ettirecek olaylar yaşadım, ve bilinçli olarak da bazı olumlamaları yoğun olarak tekrar ediyorum (sözle ve yazarak). Sonuçlar muhteşem. Oyunu fark etme aşamasından sonra, hayatı daha kolay ve anlamlı hale getirmek için bu oyunu en güzel nasıl oynarım aşamasına geçiyor insan. Bir hafta kadar önce kendi kendime "biz dahiyane bir simulasyon içindeyiz" diye düşündüm, bugün bu yazınızı okumak beni gerçekten gülümsetti :)

    Yıllar önce (80 sonları ve 90 başları) Türkiye'de uçuş simulasyonu henüz yokken babam THY'deki uçuş eğitimleri için Paris'e giderdi ve oradaki uçuş simulasyonunu (uçuş eğitimini) bize anlatırdı. Her şey son derece gerçekçi, kendisi kontrolde (ki bizim durumumuzda ruhumuz oluyor, yüksek bilinç veya asıl varlık) yazılımın izin verdiği derecede uçak tipi seçip uçağı çakmadan güvenle kaldırıp indirmeye çalışırlardı, acil durumlar yaşatılırdı bilinçli olarak ve gerçek hayattaki uçuşlarında bu eğitim müthiş yarar sağlardı. Bu hayatın da gerçek hayat olmadığını düşünüyorum. Ruhlarımız eğitimde ve düşünce gücümüz, düşüncelerimizi ne kadar kontrol edebildiğimizin simulasyonu (eğitimi) içindeyiz bu dünya dediğimiz illüzyonda ya da oyunda... Artık foton kuşağındayız ve düşünceler ve ona bağlı duygular (pozitif veya negatif) daha çabuk hayatımızda şekilleniyor. Sürekli olarak düşüncelerimizi kontrol etmemiz gerekiyor. Artık canımızın istediğini düşünme gibi bir lüksümüz yok (bence hiç bir zaman olmadı ama bu zamanda hiç yok!). Günlük konuşmaları şikayetten pozitif yorumlara, dedikoduları (!) o kişi hakkında mümkün olan en pozitif ifadelere dönüştürmemiz gerekiyor. "Durum tespiti yapıyorum" derken şikayet ettiğimiz durumu tekrar tekrar yarattığımızın farkında olmalıyız artık. Memnuniyetsizlik duygusu ve şikayet edilen durumun yarattığı negatif enerjinin bize yaşattıklarını insanlar fark etse ve bunu acilen pozitif düşüncelere ve duygulara çevirseler, dünya hızla cennete döner, bundan hiç şüphem yok. Günde birkaç kez meditasyon yapıp (veya ibadet) sonra da gün içinde olumsuz düşünmeye ve konuşmaya devam ettiğimiz sürece olmasını istemediğimiz şeyler de olmaya devam edecektir ve biz her seferinde sınav, sabır, vs diyerek günlerimizi geçirdiğimizi fark etmeyeceğiz. Pozitife odaklanıp, olmasını istediğimiz olay olana kadar, aradaki süre için evet sistemin kendi içinde oluşma sürecini sabırla beklemek tabi ki gerekli ama hayat ve insanlar hakkında çoğunlukla negatif düşünürken pozitif olaylar yaşamayı beklemek de biraz ilginç bir durum diye düşünüyorum. Artık insanlığın uyanması ve 7x24 yayında olduğunu fark etmesi gerekiyor. Alıcı olan beynimize giren bilgileri de filtrelemeli (izlediği filmler/diziler, okudukları, dinledikleri) ve aynı zamanda verici olan beynimizle de bilinçli olarak istediğimiz hayatın ya da olmasını istediklerimizin senaryolarını ve hayallerini evrene göndermemiz gerekiyor.

    Tüm paylaşımlarınız için teşekkürler Emre bey :) Yolunuz açık ve aydınlık olsun, daima...

    İzmir'den sevgiler ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Ne güzel anlatmışsınız. İyi eğlenceler ve iyi yolculuklar.

      Sil