Blogumdaki kaynak belirtilmemiş tüm yazılar Emre Güney'e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Ruh ikizleri: Gerçek Amaçlarını ve Enerji Dinamiklerini Anlamak

By | 42 comments
Kaleme alan Vera | 5 Mayıs 2016


Giriş: Bu makale her biri aynı türde Ruh İkizi (ikiz alevler de denir) bağlantısına sahip olmayan ışık işçileri için pek çok bilgi içermektedir. Bu makale Ruh İkizleri için diğer kişiler üzerinde bir ruhsal misyonları olduğu önermesinde bulunmamaktadır. Sadece, Ruh İkizleri perspektifinden insanların bu çok zorlu süreci daha kolay atlatabilmeleri için onlara yardım etmek ve neler olduğuna dair daha yüksek bir anlayışı gösterebilmek için yazılmıştır. Bir Ruh İkizi dinamiği içindeyseniz eğer, okuyacağınız bu bilgiler ilk etapta biraz yıpratıcı olabilir. Bırakın bilgiler çökelip dinlensin biraz. Hazmedin. Ve daha sonra tekrar okuyun. Görevimizi sürdürmemiz için kısa sürede çok fazla şeyi almamız ve öğrenmemiz gerekiyor. Ama bu süreçte kendimize karşı sabırlı olmalıyız. 

Bu insanla tanıştınız. Onla göz göze geldiniz ve sanki sizi gemiye çeken bir ışına yakalanmış gibi hissettiniz. Manyetik çekim öylesine güçlü ki, daha önce tecrübe ettiğiniz hiçbir şeye benzemiyor. Ve şunu biliyorsunuz: "Bu tam da aradığım şey, bu tüm hayatım boyunca beklediğim şey. Bundan sonra sonsuza dek mutlu yaşayacağım. Beni bütün yapan ve tamamlayan kişiyi buldum." Doğru mu?

Yanlış! Ruh İkizi macerası birinci sırada romantizm olan bir yolculuk değil ve bunu zor da olsa öğrenmemiz gerekiyor. Özellikle başlarda kocaman balonlarla yazılan o büyük aşk kavramı ansızın patlamadan önce. Çok geçmeden 3B realiteye döneceğiz ve egolarımız bizi tekmelemeye başladığında acı içinde bir ileri bir geri çekilmeye başlayacağımız yeni normalimize ulaşacağız. Bu da bizi çoğu durumda acılı bir ayrılığa götürecek. Ruhumuzun bir yarısını 7/24 kafamızda tutmak o kadar da yardım edici değil. Delirecek gibi hissediyoruz ve tüm korkularımız, negatif semptomlarımız ortaya çıkıyor ve kendimize soruyoruz: “Beni buraya getiren şey neydi, ve neden bir türlü bunun içinden çıkamıyorum?” 

Ruh İkizi fenomeniyle, bunun süreci ve içinden geçeceğimiz aşamalarıyla ilgili çok fazla yazılar yazıldığından artık bunları tekrar etmemize gerek yok. Pek bahsedilmeyen ve asıl anlamamız gereken bunun amacı ve Ruh İkizleri arasındaki enerji dinamikleri ve bunun nasıl çalıştığı. Bu ikisini ve enerji dilini anlamak, bu yolculukta gerçekten ve tümüyle ileri gitmemize yardımcı olacak. 

Ruh İkizleri neden burada?

Genelde yaptığımız yanlış, bu ikiz-alev bağlantısını romantik bir deneyim gibi anlamak. Çünkü duygular çok derindir ancak, onlar birinci sırada değiller. Romantizm ancak daha ileri aşamalarda kekimizin kreması olabilir. Ama buna ulaşana kadar daha yapacak çok işimiz var. Şimdilik, bu fikirden ne kadar çabuk kurtulursak o kadar hızlı ilerleriz. Bu aşk kelimesi balonu bizim için kişisel bir yemden başka şey değil. Burnunun ucunda havuç tutulan bir tavşan gibiyiz ve bu bizi ilerlemeye teşvik ediyor. Bu sanki, evrenin bizim için şöyle söylemesidir: “İşte bu sahip olabileceğin bir şey. Şimdi Dünya üzerindeki cennetten bir yudum al bakalım. İşte bu sana 5B'de olmanın hissettireceği şey. Ama şimdilik 3B'deki işimize dönüp çalışmaya devam edelim.” Bizler için en sevdiğimiz, en çok istediğimiz şeyi bırakmak en acı şey gelir. Terk edilmiş, gözden çıkarılmış, istenmeyen, tamamen kafası karışmış ve tükenmiş hissederiz. Karşımızdaki kişiyi kovalamaya ya da kaçmaya kalkarız. Cevaplar aramaya başlar, ikiz alevlere dair yazılmış makalelere dalarız ve bunun daha önce yaşadığımız herhangi bir şeyden farklı olduğunu öğreniriz. Ruhsal dünyaya atılmışızdır ve hızla yeni bir gerçekliğe uyanmaktayızdır. Bu daha önce hiç denemediğimiz bir roller coaster yolcuğudur ve sadece bitmesini isteriz. Tek istediğimiz, artık bu insanla beraber olmaktır.

Sadece bunun nasıl olacağını bilememekteyizdir, çünkü kafamız öğrenilmiş davranış kalıplarıyla buna 3B/EGO/zihin seviyesinde çözümler aramaktadır. Kesin olan şu ki, cevaplarımızı asla 3B perspektifinden alamayacağız. Toplumsal geleneklerden eğitime, okul ve kiliselerden haberlere, devletlere ve pazarlamaya kadar bu 3B matriks programlamasından öğrendiğimiz ve aldığımız hiçbir şey bu deneyime uymamakta ve bunu açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Dahası, ruh ikizi macerası bizi tüm bu şeyleri bırakmaya zorlar. Ancak ve ancak bundan sonra bir yeniden birleşme mümkün olabilir. Neden böyle olduğunu şimdi inceleyeceğiz.

Ruh ikizleri öncülerdir ─ statü/EGO anlamında değil, ruhsal anlamda. Bu insanoğlu ve dünya gezegeninin hizmetinde olmakla ilgili, insanları kendi özlerine dönüşlerinde yardım etmekle ilgili bir liderliktir.

Bunun gerçekte ne olduğunu ve neden bu kadar değişim dönüşüm gerektirdiğini anlamak için ruh ikizlerinin gerçek amaçlarını incelememiz gerekiyor:

1. Yeni Dünya Enerji Izgarasının Yaratılması ve Güçlendirilmesi

enerji ızgarası
enerji ızgarası
Ruh ikizleri itilme çekilme ve kopmayı içeren acılı süreci deneyimlerken bir arayışa girerler. Bu süreç tarafları onarmakla kalmaz, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki diğer ikizlerin de birbirlerine bağlanmasına, deneyimlerini paylaşmasına ve birbirlerini görevlerinde desteklemelerine yardımcı olur. Bizler kabilemizi buluyor ve işbirliği yapıyoruz. İkizler ve ışık işçileri ışığı iletmek, tutmak ya da gerektiğinde yaratmak üzere tüm dünya çevresine, portallara ve diğer önemli noktalara stratejik olarak yerleştirilmiştir. Bazıları kalıcı olarak tek bir noktaya yerleştirildi ki o bölgeye yeni topluluk modelleri, kendi kendine yetebilen yaşam biçimleri, yeni eğitim öğretim ve iş modelleri vs. getirebilsinler.  Onlar böyleyken bir de gezgin olanlar var. Onlar da her zaman sevgi ve ışığın gerektiği bir sonraki bölgeye bir sonraki çağrıyı iletmeye hazırdırlar.

2. Gezegen ve İnsanlığın Uyanışını Desteklemek

gezegenin uyanışı
gezegenin uyanışı
Ruh ikizleri bu kritik zamanda gezegenin uyanışına yardım etmek için enkarne oldular. Diğer ışık işçileriyle (yıldız tohumları ve meleksi varlıklar) birlikte yanyana yürür ve gerek gezegenin, gerekse de insanlığın titreşiminin yükselmesine yardımcı olurlar. İkizler, ayrı geçen uzun zamandan sonraki yeniden bağlantının verdiği güçle ilk fiziksel karşılaşmalarından itibaren artan, yüksek seviyede titreşim taşırlar. Bu bir nevi saf, koşulsuz sevgi patlamasıdır. Bu yüzdendir ki o inanılmaz derecede fantastik gelir. Gezegende ışığın artması için bu yüksek enerjiye ihtiyaç vardır. Şu anda karanlık ve aydınlığın dengesine ulaşmış bulunuyoruz. Titreşim daha çok arttıkça ışığın zirveye ulaşıp dünyayı ele geçireceği ve karanlığı dönüştüreceği zirveye de daha çabuk ulaşacağız. İkizler dahil ışık işçileri işte bu düşük enerjilerin dönüştürülüp gezegenin 3D ilüzyonundan ve acıdan kurtulması, yüksek enerjilerin demirlenmesi için buradalar.

2. Soyların ve Kolektif Bilincin Şifalandırılması

kolektif şifalanma
kolektif şifalanma
İkiz alevler sıklıkla sorunlu, eril-dişil enerji dengesi bakımından bozuk ailelerde enkarne olurlar. Bu aileler hor kullanan ya da aşırı korumacı olabilirler. İkiz alevler, daha sonra yükselecek olan diğerlerine bu konuda yardımcı olacakları için bu dengesizliği deneyimlemeyi seçerler. İkizler uyanıp da gerçek amaçlarını anladıklarında ve kendilerini onarmaya başladıklarında bu tüm aile soyunu etkiler ve değiştirir. İkizler tüm genetik geçmişleri için enerji alanını ve zaman çizgisini değiştirir temizlerler. Böylece gelecekte bu soydan doğacak çocuklar doğrudan yeni bir Dünyaya doğarlar. Karmadan arınmışlardır. Aynı şekilde kolektif acı da şifalanır. İkizler kendilerini yeterince iyileştirdikten ve enerji değişimine alıştıktan sonra, ─ki bu kalp çarkalarımızdan gerçekleşir─ kolektifi desteklemek/iyileştirmek için daha ve daha çok çağrılacaklar. Bu ilk etapta rahatsız edici ve sürekli geçmişi tekrar etmek gibi gelecektir. Çünkü sistemimizden akmasına izin vereceğimiz düşük enerji miktarı daha önce bunu tek başımıza ya da sadece ikizimizle yaptığımıza göre çok daha fazladır.

4. Yeni İlişkileri ve Aile Şablonlarını Öğretmek

aile şablonları
aile şablonları
İkizler, uzun süredir alıştığımız, ilüzyonların dışındaki yeni dünyanın nasıl olacağını insanlığa göstermek için buradalar. Dünya yaşamı bundan böyle güvenilirlik, özgürlük, bireylerin ve insanlığın öz-sevgisi ve birlik bilinci ile devam edecek. Tüm bunlar da ancak insan egosu özgür bir ruha dönüştüğünde ve kalpler koşulsuz sevgiye açıldığında mümkün olacak. Bu korkunun da tümüyle ortadan kalkması demek. Yeni Dünyada eril ve dişil enerjiler tam bir denge içinde olacak. Dişil yaratıcı taraf, en doğru esin kaynağı olan kalpten fikirleri çekerken, eril yaratıcı tarafımız ise bu fikirlerin gerçekleştirilmesinde rol oynayarak kusursuz bir işbirliği yapıyor olacaklar. İkiz alevler işte bu dengeye ilk gelecek ve bu bütünlüğü genişleyen bir dalga gibi dünyanın dört bir yanındaki diğer ikizlere yayacak olanlar. İkizler yeni ilişkiler ve aile şablonları için bağımlılıklardan kurtulmuş, anlamsız yüklerden ve tavizlerden kurtulmuş rol modellerdir. Güvensizlik ve korkunun olmadığı bir dünyada, herkesin olduğu gibi değer gördüğü bir dünyada bu, gezegenin yeni normali olacak.

5. Yeni Sosyal Şablonları Öğretmek

sosyal şablonlar
sosyal şablonlar
İlişki ve aile şablonlarına benzer şekilde, 5. Boyut toplumunu mümkün kılmak için değişmesi gereken bir de sosyal şablonlar vardır. Bunlar da merhamet, özgürlük ve doğruluğa bağlıdır. Dürüstlük ise kendiliğindendir. Bugün insanlardan bir günlüğüne yalan söylememelerini isteseniz birçoğu bunu yapamaz. Çünkü egolarımız yalanı bir kendini savunma aracı gibi kullanır. Bu bizim ışık gücümüzle değişecek. Gelecekte nasıl bir uyum içinde yaşayacağımızı onlara öğreteceğiz. Kitleler birbirlerine yardım ederken her bir bireyin özelliklerine de saygı gösterecek. Aynı şey iş dünyasında da geçerli olacak. EGOnun olmadığı ve varlığımızın doğal olarak onurlandırıldığı bir dünya düşünün. Modaya ihtiyacınız olmayacak, gösterişli arabalara, makyaja, kozmetiklere, şampuan ve deodoranta ihtiyacınız olmayacak. Bunu kendiniz test edin ve alışveriş mağazalarıyla dolu bir caddeyi baştan aşağı yürürken yeni dünyada hangisine neden ihtiyacınız olacağını bir düşünün. İlginç değil mi?! 

Şimdi... Ruh ikizlerinin amaçlarını öğrendiğimize göre artık biraz daha derine dalıp bu ikiz alevlerin dinamiklerini inceleyelim ve bize ne olduğunu, bu sürecin başta neden bu kadar zor ve acılı olduğunu anlamaya çalışalım. Bu ilişkinin enerjisel dinamikler anlamında nasıl çalıştığını anlamak da çok önemli. Ancak böylece bunu bir ilerlemede kullanabilir ve içsel huzur ve dengeyi sağlayabiliriz.

Bakış I - Ruh ikizin sensin

ikizin sensin
ikizin sensin
Bu pek çoğunun hala 3 Boyut düşünce ve inanç sistemlerindeyken anlamakta güçlük çektiği konudur. Kurban bilincine kayarız, suçlarız, yargılarız, "şöyle dedi, böyle dedi" deriz ve hep diğer yarıya, hep onların çözmesi gereken korkulara ve sorunlara odaklanırız. Pekala... Bunun üstünü çizelim artık! Ne kadar çabuk yaparsak o kadar iyi. Tabii bu sizin seçiminiz. Eğer 3 boyut şablonlarından ve bu itme çekme, kaçma kovalama oyunlarından hoşnutsanız buyurun, istediğiniz kadar takılın. Ama şunu garanti ederim ki; bu koşullar altında ikizinizle kalıcı bir tekrar birleşme asla mümkün olmayacak.


Şunu anlamak zorundayız: İkizimiz biziz. Bizler iki bedende bir ruhuz. Bu yüzden, Onu her ne için suçluyor ya da neyle yargılıyorsak aslında kendimizi aynı şeyle suçluyor ve yargılıyoruz. Onlar bizim nihai aynalarımız ve Onlar bize kendi iyileşme ve gelişimimiz için neye ihtiyaç varsa onu veriyorlar. Bu her zaman egomuzun istediği şey olmaz. Bu yüzden Onu sizi görmezden geldiği için suçladığınızda siz neden kendinizi görmezden geliyorsunuz? Onları hisleri hakkında dürüst olmamakla suçladığınızda siz nerelerde kendinize karşı dürüst olmadınız? 

Bakış II - Hepsi senle ilgili

seninle ilgili
konu sensin
Her şeyin kendimizde bittiğini artık anlamamız lazım. Eğer kendimizi iyileştirirsek diğer yarımızı da iyileştiririz. 


Burada ben ya da O yok. Burada sadece "biz" var. Ve ne kadar hızlı kendimize, kendi sorunlarımıza, kendi iyileşmemize odaklanırsak ikimiz için ve insanlık için de frekansımızı o kadar hızlı arttırırız ve bütün için dengeyi yakalarız. İçimizdeki çocukla ve egoyla çalışmak, korku frekanslarını sevgiye çevirecek enerji dilini öğrenmek  ve affetme ile şükran duyma üzerine çalışmak bu konuda kilit rolü oynarlar. Bu süreç bizi ilahi asıl benliğimiz olmaya ve üzerimizde bize uymayan ne varsa düşürmemize götürür. Üzerimizdeki her sahte katmanı soyup attıkça da süreç bizi daha çok tahrik eder ve sonunda kendi öz-sevgimizi geri kazanırız. Bu hâl kendinden şüphe duymayan, incinmeyen, güvensizlik ve korkunun uğramadığı bir haldir.

Tam bu noktada egomuz söze karışacaktır: "Ben burada tüm bu çalışmayı üstlenirken O neden hiç emek harcamıyor?" Pekala... Daha net bir anlayış için bir sonraki maddeyi okuyun. 


Bakış III - Kadın lider konumdadır

lider kadındır
lider kadındır
Bunu anladığımızda farkındalığımıza karışacak ikinci parçamız dişil özellikleri ve erkek enerjilerini taşıyor olacak. Dişil enerji yaratıcı enerjidir. O sezgiyle ve yüreğiyle yaratarak niyeti belirler. Ardından, eril enerji ve yaratıcı enerji bunu takip eder ve hayata geçirir. Bu başka türlü olamaz. Bu yüzden, eğer bağlantıda siz daha dişil tarafsanız (dişil enerjinin daha fazlasını siz taşıyorsanız─ki bu cinsiyetinizden bağımsızdır) bunu kabul edecek olan sizsiniz. Eğer alıp iyileştirmesi için ikizinizi bekliyorsanız daha çok beklersiniz. Bu asla olmayacak çünkü O (erkek olan) ancak sizin enerjinizi takip edecek. Eğer enerjetik alanda sizin duruşunuz bekleme ya da korku tabanlı ise O (erkek taraf) da aynısını yapacak. Eğer siz ilerlemeyi seçer, bir şeyleri değiştirir, görevinize atılır, korkularınızı bırakır ve size ait olmayan şeylerden kurtularak kendi kalbî gerçeklerinizi takip etmeye başlarsanız O da arkanızdan gelecek ve aynısını yapacaktır. Üstelik bunlar hakkında kendisiyle 3B fizik realitede konuşmanıza da gerek yok. Kalp çakralarınız vasıtasiyle birbirinize bağlı olduğunuz için Ona enerjik düzlemde ilham vereceksiniz. Dişil taraf olarak öncülük edip korku ve travma motifini ne kadar dönüştürürseniz  eril taraf da şifalanmış halde sizi izleyecek ve yeniden birleşmeyi hayata geçirecektir. Daha çok dişil taraf niyetini belli edecek ve geleceği gerçekleştirme için yolu temizleyeceği enerjetik fırsatları yaratacaktır. Şunu anlamalısınız ki erkeğin işini yapması için size ihtiyacı var. 

Bakış IV - Sessizlik altın değerindedir

sessizlik altındır
sükut altındır
Ruh ikizlerinin ayrılmaya zorlanmasında pek çok kafa karışıklığı akla gelmektedir. Şunu anlamamız gerekiyor ki, bu ayrılmaya ruhumuz rehberlik ediyor ve bunun bir anlamı var. Ruhumuz kendi kendimize eğilmemizi, kendi sorunlarımız ve şifalanmamız üzerine çalışmamızı istiyor. Diğer yarımız tarafından tahrik ve rahatsız edildikçe gelişimimiz çok daha hızlı oluyor. Bedenimiz böylesi yüksek titreşimli bu aşırı şişirilmiş "aşk oyununa" uzun süre dayanmaya hazır değil. Çünkü hala yanımızda çok fazla yük ve düşük enerji taşıyoruz. Bu iki frekans arasındaki sürtünme öyle yüksek ki ikizimizle birlikte olmamız demek bildiğiniz yanmak ya da tüm sistemimizin çökmesi demek. Bu sebepledir ki: Kendi en yüksek iyiliğiniz için sessizliğin getirdiği ödülü hatırlayın ve bu zamanı kendi derslerinizden kaçıp kaçan kovalanır oyununu oynamak yerine kendi üzerinizde çalışmaya adayın. 


Bakış V - Anahtarı içimizdeki çocuk tutuyor

anahtar içindeki çocukta
Dünyadaki yolculuğumuza başladığımızda bu 3B oyununa ve programlanmış şablonlara ve yanlış inanç sistemlerine alışmak uzun sürmez. Her şey yokluk ve rekabet üzerine kuruludur. Bir konuda kötü olup daha iyisi olmak için savaş vermek, yükseğe sıçramak, daha iyi performans göstermek... Bizim realitemiz buydu. Bizlere okulların, cami/kiliselerin, devletlerin ve sektörün neler öğrettiğini ve dayattığını hiç sorgulamadık.

O yüzden, çocukluğumuzda büyürken, yaralanmış ve incinmiştik çünkü tüm bu programlamalarla özümüzde getirdiğimiz esin ve duygu uyuşmuyordu. Bugün yaşadığımız tüm korkularımız ve travmalarımız işte o dönemden gelmektedir. Her bir zorlukla karşılaştığımızda zihnimiz geçmişten kalma o sıkıntılı anıları çağırmakta ve bizi aynı korumacı, aciz çocuk bilinciyle etkilemektedir. Bu da öfke atakları, ağlama ve mutsuzluk olarak bize döner. İçimizdeki çocuğu iyileştirmeyi ve bu kalıplardan kurtulmayı akıl edene kadar da kendimizi hep aynı çıkmazın içinde buluruz. İçimizdeki çocuğu farkettirip tetiklemede ruh ikizimizden iyisi yoktur. Biz halen kendimizi sabote modundayken, içimizdeki çocuk egonun besinidir. Ona korku kalıplarını hatırlatarak bizi bloke eder. Eğer içimizdeki çocuğu en iyi dostumuz yaparsak ego yeterli enerjiyi bulup araya giremeyecek ve titreşim yükselmeye zorlanacaktır. Neticede de korku kalıpları sevgi kalıplarına doğru yol alır.


Bakış VI - Duygularla hareket etmek iyidir!

duygularla hareket
duyguları salıver
3B matriksin bir başka yanlış programlaması da duygularımızla hareket etmenin yanlış olduğu bilgisidir. Ağlamak, bağırmak, katılarak sesli gülmek ya da toplum içinde şarkı söylemek ego tabanlı bir toplum için ayıp ve kaçınılması gereken bir durumdur. Anlamamız gereken şey, aslında duygularla hareket etmek iyidir! Bu bir sebeple hissettiğimiz duyguya verdiğimiz doğal, refleks bir tepkidir. Bu, enerji boyutunda bir kusma gibidir. Çocuklar bu refleksi kullanırlar. Sistemlerine bir enerji girsin; çığlık atarlar, ağlarlar, silkelenir/hareket ederler. Ve birkaç dakika sonra her şey yatışmış düzelmiştir. Bu davranışları, biz Onları böyle yapmalarının yanlış olduğunu öğretene kadar devam eder. İşte biz bu toksik enerjiyi sistemimizde tutarız ve duygusal bedenimizi sürekli artan negatif yükle doldururuz. Duygusal beden bunları taşıyamaz hale gelince artık fiziksel beden bunları depolamaya başlar. Sonuç, kas ağrıları, önce iltahaplanmalar ve ardından daha ciddi hastalıklar, hatta kanser, kalp krizi ya da felçlere kadar gider. 

Bağırma ve ağlama yüzünden kendimizi suçlamadan önce arka taraftan bakıp bu tepkilerin üzerimizdeki zararlı enerjilerin boşalması için bir fırsat olduğunu anlamamız  ve buna minnet duymamız gerekiyor. Bunu balık zehirlenmesiyle kıyaslayabilirsiniz. Mideniz sizi kusturacak doğal bir refleks sergiler. Eğer bu refleksle savaşır ve besini midede tutarsanız çok hastalanır, hatta ölebilirsiniz. Kendinize büyük bir iyilik yapın ve bundan sonra böyle enerji boşalmalarıyla karşılaştığınızda bu fırsat için şükran duyun ve bunu onunla vedalaşmak için kullanın. Bu tecrübenizi 

anında daha yüksek bir titreşime taşıyacaktır. 

Bakış VII - Görevinize şimdi başlayın

göreve başla
şimdi başla
İkiz alevinizin burada bulunma sebebiniz olan misyonu yerine getirmede size yetişmesini beklemeyin. Sizlerin teker teker ve tekil olarak bütünlüğe ulaşmanız bekleniyor. Evren değişim dönüşümle çalışır; hazır olana kadar herkesin beklenmesiyle değil. Birer ışık işçisi olarak sizler buraya bazı yetiler ve görevlerle doğdunuz. Çocukluğunuzu ve kişiliğinizi keşfederek kim olduğunuzu bulun. Ardından yeteneklerinizi başkalarına yardım etmek için   kullanın. Bu büyük ve önemli bir şey olmak zounda değil. Tek bir kişiye yardım ederek bile bir dalga etkisi yaratırsınız. Göreviniz size aynı zamanda dünyadaki amacınızı veriyor ve bunu yerine getirerek insanlara yardım etmek size tarifi zor bir haz verdiği gibi, aynı zamanda da kendi ilerlemenizi ve daha dengeli bir varlık olmanızı sağlıyor. Enerjileri işe yarar bir şeye dönüştürmek onları sevginin yüksek titreşimlerine ve merhamete dönüştürmeye yardım ediyor. Kavuşma gerçekleşmeyecek gibi kendi yaşamınızla ilerleyin. Kendi kendinize yetmeye ve mutlu olmaya çalışarak ilerleyin. Ama kalbinizin bir köşesinde, aranızdaki tüm enerji blokajlarınız kalktığında ikizinizin size katılacağını bilin.


Bakış VIII - Biz dönüştürücüleriz

dönüştürücüler
dönüştürücüleriz
Duyguları şükranla dışa vurmayı öğrendiğimizde ışık işçisinin ilk ödevini yerine getirmiş oluruz. Çünkü düşük frekansların yüksek frekanslara dönüşme şekli budur. Suçlama ve yargılama yerine şükran ve affedicilik hissetmekle titreşimi hızla yükseltiriz. Bu bize farklı bir perspektif kazandırır ve her durumdan faydalanma olanağı sağlar. Bu bana ne öğretti? Burdan kendimle ilgili ve gelişimimle ilgili neyi keşfettim? Bu güne kadar tanışıp da benim için çok önemli olan kimle henüz buluşmadım? Bunlara 5B perspektifinden baktığımız zaman tüm tecrübelerimizdeki mükemmelliği ve amacı anlarız. Biz enerjinin dilini anladıkça enerji dağılmaz ama dönüşür ve anlarız ki aslında direksiyon hep bizdeydi ve aşağı korkuya doğru mu sürecektik, yoksa yukarıya, sevgiye doğru mu, bunu biz yönettik. 

Bunu mikro seviyede çözdükten sonra insanlık için geniş bir ölçekte yankı bulacak kolektif bir şifalanmaya atılıyoruz. Bu ilk etapta çok başa çıkması zor olabilir ve alışana kadar enerjiyi dönüştüren kalp çakramız için acı verici olabilir. Ama şunu anlamamız gerekiyor: Bizden daha büyük bir organizmanın parçasıyız. Belki şimdi karaciğer hücrelerinizin gözünden hissedip toksik alkolü vücuttan atmak için nasıl bir mücadele verdiğini anlayabilirsiniz. 


Başka bir yolla daha enerji dönüştürme yapıyoruz. Dünyaya inen tüm yüksek enerjiler bu gezegende vücutlanmak zorunda. Böyle enerjileri alırız ve insanlar ya da dünyanın almaları için uygun hale getiririz. 


Bu yüzden lütfen dikkat edin. Eğer düşük, yalnız, moralsiz, üzgün vs hissederseniz bunları kolektifte dönüştürmek için muazzam bir iş yapıyorsunuz. Enerji boşalmalarını kutlayın ve onları mutlaka enerjiyi yükseltmede kullanın. İşte, ışık işçisi görevi budur! Işık ile karanlık arasındaki savaş açık ve açıkta bir savaş değildir. Bu hepimizin kendi içinde cereyan eden bir savaştır ve hangisine enerji vereceğimizi biz seçeriz. Bilgece seçin. Sevgiyi seçin.


Bakış IX - Artık 3B okulunu bitirmeliyiz

3d okulu
3b okulunu bitirelim
Sık sık kendimize sorarız: Bu kadar acıdan zorluktan geçmek zorunda mıyım? Daha önce de belirttiğimiz gibi, çoğu ikiz zorlu ailelerde doğmuştur. Neden? Altında eril ve dişil enerji arasındaki dengesizliği anlamaktan başka  3B programlamayı ve nasıl çalıştığını anlamamıza bağlı sebepler de yatıyor. Sistemin kırılması için içine sızılması, onun bizim sevgi ve ışığımızla yeniden programlanması gerektiğini anlamamız gerekiyor. Ancak bu şekilde bu yolculukta olan diğerlerine merhamet geliştirip onlara yardımcı olabiliriz. Biz, buraya geliş amacımızı gerçekleştirmek üzere hazırlanıyoruz.

Bakış X - Eski hayatın yok olacak

eski hayat
cesaretin var mı?
Bu kabul etmesi en güç olanlardan. İkizlerden şunu ne sıklıkla duyarız dersiniz? "Hayatım Onunla tanışmadan önce daha stabil, daha ve düzgündü ve daha mutluydum". 

Hımm… Üzgünüm... Peki bu gerçekten doğru mu? Birinin sizde nasıl böyle bir etkisi olabilir? İkiz alevler deneyimi sizi bir sebeple sallayıp silkeliyor ve sizi en derin seviyede zorluyor. O sizi kendi ruhsal özünüzü keşfetme ve en gerçek, en özgün siz olma yolunda zorluyor. Bu da sizi size ait olmayan her şeyi bırakmaya, içsel gerçekliğinizle örtüşmeyen her şeyden kurtulmaya itiyor. Bu yüzden, siz gitmesine izin verene kadar, sadece başkalarını memnun etmek için yaptıklarınız, başkalarının beklentilerini yerine getirmeye dayalı tüm davranışlarınız acı acı yüzünüze çarpmaya devam edecek. Aksi halde ev, para, insanlar gibi büyük kayıplar yaşayacaksınız. Siz bu sürece direnç gösterdikçe de o daha zorlaşacak. Bu şekilde tüm zorlu koşullara rağmen evrensel akışa güveniyor muyuz, bu test ediliyor. Tüm bağımlılıkları ve kontratları bırakarak tam özgürlüğe ulaşmamız bekleniyor. Tüm programlanmış kalıpları ve inanç sistemlerini bırakmaya ve bu 3B matriksten kurtulmaya zorlanıyoruz. Yeni Dünyada bu eski enerjilere yer yok. Mutlu ve bütün olduğumuzda bunlara ihtiyacımız olmadığını zaten anlayacağız. Kısacası: Öz-sevgiyi bulma yolculuğundayız. Kaynağın enerjisini kendimizde taşıdığımız sürece Tanrı'ya bizi en çok yaklaştıracak öz-sevgisini bulacağız. 


Bakış XI - Kavuşma ancak çok yüksek titreşim seviyesinde mümkün

ruh ikizlerinin kavuşması
sürpriz buluşma
Ne zaman ki öz-sevgiyi bulur ve kaynağa tamamen bağlanmış hisseder, tüm yalan programdan arınır, korku, travma ve bize ait olmayan davranışlardan kurtulursak frekansımızı kendi doğal haline yükseltmiş oluyoruz.  Bu bizim orijinal ikiz titreşimimiz. Bu saf bilgelik ve merhamettir. Saf ilahi sevgidir. Bu aşamaya ulaştığımızda Yeni Dünya'ya yükselmiş oluruz. Artık kendi halimizle bir bütünüzdür ve mutluyuzdur. Artık mutlu olmak için kimseye ihtiyacımız olmadığı gibi, kendimiz ve dolayısıyla Tanrı için o kadar çok sevgi taşıyoruzdur ki tek istediğimiz bunu diğerleriyle paylaşmaktır. Tüm ilüzyonu içerden gördüğümüzden dualite/kutupluluk çökmeye, her şeydeki iyiyi, güzeli ve ilahi kusursuzluğu görmeye başlarız. Tamamen özgürleşmiş ve matriksten çıkmış, gerçek realiteye uyanmışızdır. Artık ışık işimizi de kolaylıkla yapar hale geliriz ve enerji dönüştürme de doğal bir olguya dönüşür. Kendimizi serbest bırakıp gerektiğinde ağlamak eğlendiğimizdeki kahkahadan, dans etmekten ve şarkı söylemekten farksızdır. Ruh ikizinin ne kadar güzel bir hediye olduğunu, bize gümüş tepside sunulmuş şükran duymamız gereken bir bağlantı olduğunu anlarız. Kolaylıkla bir şeyleri hayata geçiririz. Tamamen teslim halinde, evrensel akışa uyum içinde ve bu yaşamdaki bir kavuşma olması gerektiğine dair beklentimizi de aşmış haldeyizdir; çünkü zaman da artık eski anlamını yitirmiştir. İşte bu tam anlamıyla kapıların açıldığı, ve en beklemediğiniz, artık bıraktığınız anda ruh ikizinizin sizle birlikte olmak üzere geldiği o andır. Artık bileşik misyonunuzda insanlığa birlikte hizmet edebilirsiniz. 


Çeviren: Emre Güney

Peki bir ruhu iki bedenin paylaşması aklınıza yatıyor mu? Sizce ilahî planda buna gerek var mı? Yorumlarda tartışmaya ne dersiniz?

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

42 yorum:

  1. İnanılmaz soluksuz okuduğun bir yazı olmuş. Anlattıklarınız nasıl bu kadar örtüşebilir yaşadıklarımla inanamıyorum. Fiziksel bağlantı kurulduktan sonra o yine ait olduğu yere gitti. Çok zor günler yaşıyorum. Çok gözyaşı döküyorum. Ruhumun bana ait olmadığını sanıyorum. Onu fiziksel Olarak görmemden sonra 3 ay geçti. Onu bir daha göremeyeceğimi biliyorum. Ve inanılmaz bir çöküş yaşıyorum. İçimden sürekli onunla konuşuyorum. Onu suçluyorym. İtiyorum. Olumsuz n varsa içimde ki tüm acıyı ona aktarıyorum ama içimden. Ve sanki o bunu seziyor ve benimle iletişime geçmiyor. Yani telefon mesaj Vs olmuyor. Ben biraz iyi olursam özlersem anlıyor ve geliyor o zaman. Bu ruh ikizlere normal mi? Ben yeni bir karar aldım. Bir daha iletişim kurmak istemiyorum onunla. Yani artık bitirmek istiyorum. Arayıp sorsun istemiyorum aynı şeyleri yalamaktan yoruldum. Bu doğru karar olur mu? Bu benim elimde olan bişey midir? yoksa ilahi süreci bitmeden biz bitti desekte bitmez min? Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında kaygılarınıza ve yaşadığınız "aşırı" drama cevap olabilecek her şey bu yazıda var. Eğer bu yazıdaki bakış olgunluğuna erişirseniz her şey sakinleyecek ve rahatlayacak. Kendinizi ana ve mevcut olana teslim edin. Nedir bu panik ve kasvet? Olaya ve "ruh ikiziyse şayet" bu ilişkiye çok yüzeysel ve standart bir bakışa sahipsiniz. Lütfen olaya daha yüksek ve özgür bir perspektiften, ruh penceresinden bakın. Ne olacağını hiç bilemezsiniz. Karamsar şeylerden bu kadar emin olmayın. :)

      Sil
  2. 3 b programlama nedir ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günümüz toplumundaki değişmez davranış kalıpları kastediliyor. Sistem ve toplumsal düzenler sizi belli bir sırayla ve şekille belli şeyleri yapmaya ve o şekilde yaşamınızı sürdürüp ölmeye programlıyor. Okul-ev/iş/para-evlilik-çocuk-emeklilik-yaşlılık ve ölüm gibi. Bu formatın her aşamasında da belli şekillere, davranışlara uymak zorundasınız. Aksi halde sistem ve toplum sizi dışlıyor ya da bir asi oluyorsunuz. Ya da en iyi ihtimalle yalnız kalıyorsunuz.

      Sil
    2. 3B = 3 boyutlu demek. Yeniçağ bilgileri dünyanın varlık/bilinç seviyesi olarak 3. boyutta olduğunu ve 4-5. boyuta geçmenin arifesinde olduğunu varsayar.

      Sil
  3. Merhaba,

    Yazılarınızı gerçekten minnettarlıkla okudum..Ben bu değilim deyip kaybettiğim beni, nerede ve nasıl kaybettiğimi bulmaya çalıştığım ve hatta bulduğumu sandığım ama o eskide kalan mutlu küçük kıza nasıl ulaşacağımı bir türlü bulamadığım bir noktadayken tekrar karşılaştım ruh ikizimle. Onunla 5 yıl önce çok dramatik ve tesadüfi bir şekilde karşılaşıp, sadece 10 dklığına tanısıp görüşüp, birbirimize 10 dk da çok özel birkaç sırrımızı anlatıp, telefonlarımızı alıp sonrada irtibatı kesmiştik.Ama bir şekilde hep onunla öylesine tanışmadığımı bir gün fena halde yollarımızın kesişeceğini hissediyordum. 5 sene sonra bir gece işte bu ruh halindeyken çok büyük bir enerji dalgası geldi vucuduma ve kendimi hayatta sadece ona güveniyorum derken buldum ve ona yazdım, bana bu mesajını senelerdir bekliyordum cevabını verdi..Dediğiniz gibi çok zor ailelerden geliyoruz, çok çılgın tesadüfler zincirleri var hayatımızda, dünya görüşlerimiz, sevdiğimiz sevmediğimiz herşey aynı ama çok keskin ve hayatımızın büyük bölümünü oluşturan birkaç konuda birbirimizin tamamen zıttındaydık. Ve bu konular bizim için tamamen tabu olan tartışmaya bile kapalı konulardı. -Dı diyorum çünkü birçoğunu birbirimize kavuşma yolunda büyük zorluklarla aştık ve kabullendik, anladık ve hatta sevdik. Bunu yapabilmemizde ikimizinde dünyanın farklı uçlarında olsak bile birbirimizi tamamen hissedebilmesi, hatta ruhsal olarak temas edebilmemiz, örnek veriyorum, biri ona vurduğunda benim aynı yerim morarması ve aynı şekilde acıması ya da beni öptügünü hayal ettiğinde aynı anda benimde dudağım karıncalanması çok etkili oldu..Bu gerçekten çokk çokk değişik ve acayip bir şey..Birbirimizin beynini bile kitleyebiliyoruz birbirimiz için korktuğumuzda. Hatta bu durum dışarıdaki üçüncü kişilerce bile rahatlıkla gözlemleniyor :) Nerde olursak olalım birbirimizle telepatik olarak konuşabiliyoruz , fiziki olarak da birbirimize aşırı benziyoruz. Tenimizin kokusu bile aynı..Dediğiniz gibi çok istememize ragmen bir türlü kavuşamıyoruz ve çok az bir araya gelebiliyoruz, her engeli aşarken şahsen ben hep kendimde ki büyük bir tabuyu yıkmış oluyorum ve büyük bir keşif yapmış oluyorum kendimde, sanki oyunda bir level daha atlamış gibi hissediyorum ve her seferinde buluşmamız daha da tanrısal bir kavuşmaya dönüyor, cinsellik de keza öyle..Aynen dediğiniz gibi, bazen ikimizde birbirimizden önce ne kadar stabil bir mutluymuş gibi görünen mutsuz bir hayatım vardı elimde ne varsa gitti ve hala kavusamıyorum ama vazgecemiyorum o benim diğer yarım da diyoruz. Ruh ikizinizle birlikte olmak dünyadayken cennetin ve cehennemin ne olduğunu yaşayarak deneyimlemek gibi, o geldikten sonra artık hiçbirşey aynı kalmadı, dediğiniz gibi ev, para, iş hepsi gitti belki ama ilginç şekilde çok daha mutluyum şu an içsel olarak.. Ve giden ne varsa daha iyisi daha kendime ait hissettiğim şekilde benimle oldu..Ben onu tanıdığımdan beri öylesine kendim oldum ve gerçekten sevgi kaynağına dönüştüm ki, her büyük zorluk, imkansız gibi imkanlılık, eskisi gibi acı ve korku vermiyor bir süredir, bu yolculuğun kendisiyle barıştım ve onu sevgiyle kabul ediyorum çünkü her seferinde kazandığım şeyler daha da paha biçilemez oluyor.. Her seferinde eski Ayşegül'ün asla dediği bir şeyi kabul edip, anlarken buluyorum kendimi ve hatta seviyorum o durumu.. En önemlisiyse akışa teslimiyeti anlamaya başlamak oldu..Eskiden imkansız görünen herşey imkansızken, şu an kahverengi dallardan pembe çiçekler açıyorsa hiçbir şey imkansız değil diyorum ve kendimi akışa ve sevgiye teslim ediyorum, inancım, güvenim daha da kuvvetleniyor.. Biz şu an ruh ikizimle yine imkansız gibi görünen bir engelin tam üzerindeyiz aslında bu günlerde ama biliyorum ki bu süreçte de yine yıkmamız gereken kalıplarımızı yıkmak için durduk, başardığımızda yola devam edeceğiz..Hepsini bitirip gerçekten kavuşabilirsek yine size yazmayı çok isterim..Yazılarınızı okuyana kadar hissettiğim, anlam veremediğim, parça parça duran herşey sayenizde birleşti..O yüzden size tekrar çok ama çok teşekkür ederim..Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayşegül Hanım değerli tecrübenizi bizimle paylaştığınız için de ben size çok teşekkür ederim. Yazıya anlam kattınız. Tüm sevenlerin bitmeyen coşkuyla kavuşması dileğimle...

      Sil
  4. Emre Bey Merhaba, yazınızı okudum ve tamda en çok ihtiyaç duyduğum bir zamanların birinde bu yazınıza denk geldim. Emeğinize sağlık, Çok teşekkür ederim. İzninizle paylaşıyorum ki başkaları da okuyabilsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim. Hayrını görün. Tabii ki paylaşın. Kimin ihtiyacı olacağını bilemeyiz.

      Sil
  5. Bu yazınıza ilk yorumu attığım günden beri sanki yıllar geçmiş gibi hissediyorum. oysa 1.5 ay gibi bir zaman dilimi var. İlk yorumu yazdığım günle şuan ki ruh halim çok başka. Ruh ikizimle 5 yıl hiç fiziksel görüşme olmadan devam ettik. Yazıda bahsedilen itme, çekme kaçma kovalama denilen herşeyi yaşadık.insananlar belki en savunmasız olduğu anda gevşiyorr kendi oluyor sanki. Onun egolarının en düşük seviyede olduğu hatta tamamen çökük olduğu bir dönemde fiziksel birleşmeniz buluşamamız gerçekleşti. Sonrasında gitmek zorunda olduğu için gitti. Ama ben özlem krizlerini aşmakta çok güçlük çektim. Dibi gördüm diyebilirim. Ona çektiğim bu acıları hiç belli etmedim uzak kalarak ondan kaçarak bir şekilde toparlanmaya çalıştım. O kötü dönemimde yanımda olmasına izin vermedim. Hatta ona kötü davranışlar sergiledim. Ama o yılmadı beni bırakmadı ve asla kötü davranmadı. Tamam diyerek uzaklaştı. Aramızda medeni hal ve yaş farkı var. Ailevi olarak ve yaşam koşulları olarak benzer ailelerde dünyaya geldik denebilir. Aramızda ideolojik farklar var. Fakat bunu asla dile getirmedik. Ve o bu sıralar yeniden yanıma gelmek düşüncesinde. Yeni hayaller kuruyor benimle olma dair. Ama ben kararsız durumdayım. Hem yeniden birleşme ve buluşmayı istiyor ama aynı zamanda daha önce yaşadığım yoksunluk krizlerinle başa çıkamama hayatımı sorgulama suçluluk psikolojisine girme korkusu yaşıyorum. 4 ay öncesine göre daha iyi daha güçlü hissediyorum tabi. Herşeyden önce ona şiddetli bir güven duygusu hissediyorum. Evet onunla büyük bir aşk olgusu yaşamıyoruz belki. Romantizmi engelliyorum oda baskılıyor hissettiklerini zaten. Ama muhteşem bir bağlılık var. Telepatik iletişim fazla. Onu göremezsem de konuşamasakta ondan bir haber bir ışık alabiliyorum. Onu içimde hissediyorum. Yemek yerken su içerken her an her saniye onun benim ruhumun içinde benliğimde olduğunu hissediyorum. Ve ona asla hayatında başka biri var mı diye sormadım. Başka kadınlarla iletişimi olup olmadığını sormadım. İlgilenmiyorum çünkü. Ve 5 senedir hiç rastlamadım başka bir kişi ile iletişimine. Onca ayrışma kopuşa rağmen benden umudu kesmedi bende ondan. Nereye gider.nezamana kadar böyle devam eder. Bilemiyorum. Çok zor bir süreç ama güzel yinede. Onu sevmek herşeye rağmen güzel. Hiç bir zaman kavuşmak mümkün olmasa da.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deneyim ve hislerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.

      Sil
  6. Ben aylar önce oni tanıdım. Aylardır kafayı yemek üzereyim. Karakter olsun, ailevi yaşam olsun, davranış olsun o kadar çok benziyoruz ki. O kendi hakkında bir şey söylediği zaman beni anlatıyormuş gibi hissediyorum. İlk başta kesin aşık oldu deyip mutlu aşk hayelleri kurardım. Sonra fark ettiğim gerçekler. Dünya çok farklı gelmeye başladı. Para, ev, araba gibi hayaller anlamsız gelmeye başladı. Hiç tanımadığım insanaları önemser oldum. Hiç tanımadığım insanlar için üzülür oldum. Rabbimi daha da çok sevmeye başladım. Sürekli dua ettim. Hala da ediyorum. Sanırım dişil taraf benim. Kendime çeki düzen vermem bitmedi. Zamana ihtiyacım var, zamana ihtiyacımız var. Ben inanıyorum. Onunla olacağımıza. Önce onun elinden tutacağım. Yanlışlarını düzeltmesini bekleyeceğim. Sonra ailesine, arkadaşlarına çevremizdeki herkese yardım edeceğiz. Onunla hayalim onunla beraber insanlara yardım etmek.

    YanıtlaSil
  7. Merhaba emre bey sahte ruh ikizindede tamamlanmislik hissi olurmu aci verdigi icin hasta ettigi icin vazgecmek istiyrm vazgecemiyorum beni tutan birsey var sanki bir baskasini onun yerine koyamiyorum bile

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yine de tamamlanmışlık olur tabii. Olmaz mı? Eğer olmasa siz oyuna gelmezdiniz. O herhangi biri olurdu ve dikkatinizi çekemezdi. Bu defa da o kişi size sizi tanıtmak için hayatınıza giremezdi. Bunlar farkındalık ve geliştirme araçlarıdır. Sizi geliştirecek bir alışverişi olmayan hiç kimse hayatınıza girmez. Yansımanız olsun olmasın "açık" olmak her zaman, her tür ilişkide doğrusudur. Türk filmlerini taklit etmeyelim. İnsanlar açık olmalı, duygu ve düşüncelerini ifade etmeli. Aksi halde herkesin hoşgörülebilir bir hikayesi olduğunu, affedilebilecek bir sebebi/açıklaması olduğunu, kızacak ya da üzülecek bir hikayesi olduğunu karşı taraf nereden bilebilir ki? Bilse belki cevabı olacak, belki desteği olacak. Kimseden empatik müneccimler olmasını beklememeliyiz. Siz kendinizi açık ve çıplak olarak sunduğunuzda karşı taraf nasıl davranacak? Asıl mesele bu. Siz gerçek sizi ortaya koyun ki Onun asıl tepkisini, davranışını değerlendirebilin. İçimizde yaşadığımızı kimse bilemez. Hele yüzyüze değilken, dokunmuyorken, bakışmıyorken mümkün değil. Siz gerçek siz olduktan ve bunu Ona sunduktan sonra karşı taraf size faydadan çok zarar ya da kafa karışıklığı getiriyorsa ilişkiyi yeniden değerlendirin.

      Bol şans!

      Sil
    2. Ben de aynısını yaşadım

      Sil
  8. Ruh ikizleri neden karsılasırki

    YanıtlaSil
  9. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  10. Az once onu gordum onu gormem ya senede bir kez ya da iki senede bir kez...telefon gorusmesi yok..sosyal medyadan takip var..ikimizin de medeni durumlari engel iletisime...onu cok ozleyip yalvarip beni aramasini istedigim o kadar an oldu ki...telefona baka baka dalip gittigimi..ama aramazdi...arayamazdi bilirim...evime geldi bu gun ailesiyle..ben o coskulu deli ben duruldum sakinlestim iyilestim sessizlestim..hatta kendi kendime senin su an cok mutlu olman gerek dedim..ama o kadar hareketli degildim..onu izledim ben bu adami sevdim dedim icimden o da heyecanliydi konusmak istiyordu nw zaman konussak etrafimizdakiler pur dikkat bize bakiyordu ...gozlerine bakiyordum sadece gozlerine ne dedigi umrumda olmuyordu...ama cok sakindim..neden boyleyim...gecen senelerde daha deli daha dolu daha cok belli eden bir kadindim ben...duruldum

    YanıtlaSil
  11. anlattıklarınız tam deneyimledim ve ne dediğinizi anladım ve ruh ikizimin kim olduğunu o intihar edince anladım ve bundan sonra ne yapmam gerek bilemiyorum. içimden ben kopup gitmiş gibiyim.bu ilişkide dişil taraf oydu. ben yapayalnız ve yarım ruh gibi hissediyorum ne yapmalıyım. burda demişsiniz ama ruh ikiini kaybedenler ne olacak

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Brokendark. Başın sağ olsun. Eğer birbirinize açıldıysanız ve olayın boyutunu önceden biliyorduysanız çok acı verici olmuştur. Ama insanların çok, çok küçük bir kısmı zaten bunu yaşayabiliyor ya da farkında. Ruh ikizinle karşılaşma, tanışma olasılığı aşırı derecede düşük. Çoğu insan zaten bunun hiç farkında olmadan doğup büyüyor ve ölüyor. Yani ya bunu/Onu bilmeseydiniz? Ruh ikizim nerede, sırtımı ona yaslamadan yaşayamam diye ansızın isyan eder ve yaşamı reddeder miydiniz? Ne mutlu ki böyle bir şey başınıza gelmiş ve yaşamışsınız. Alınan her tad, yaşanan her deneyim ruhlarımıza kazınan birer bilgidir ve bizi büyütür olgunlaştırır. Sizin de hiç şüphesiz böylesi bir yoğun iletişimle tanışmanız, ardından onu kaybetmeniz gerekiyormuş. Neden? Bir şeye tutkuyla bağlanıp esir olmamayı öğrenmeniz için. Bu özgürlük ve erdemdir. Güç ve kudrettir. Bir süre sonra eskisinden güçlü ve deneyimli bir ruh olarak buna tatlı bir gülümsemeyle bakacaksınız. Ölen de, siz geri kalan da kaybeden değil kazanansınız. Bunu kutlayın ve İYİ -olarak- hatırlayın. İnsan korkunç şeylere alışabilecek kudrettedir. Alışıp üstesinden gelir ve başarıyla içinden çıkar. Kendinizi insani rolünüze ve olayların dramına kaptırmak yerine zamansız ve ölümsüz varlık penceresinden bakın. Ruh ikizi diyoruz bakın. Ruh! İnsan bugün var yarın yok. Dramlar insanlar için. Ruh bunların üzerindedir ve bunlar ruha dokunamaz, alıkoyamaz, Onu eksiltemez.

      Sil
  12. peki ya taraflardan biri evli olduğunda bu gelişim diğer tarafın yıkımına neden değil mi?

    vicdani boyutu çok yorucu ve bitirici bi etken.lütuf mu yoksa ceza mı diye sorgulayamadan yapamıyorum.

    YanıtlaSil
  13. Emre Bey, yazılarınız benim için ilaç gibi oldu. Bu kişiyle yaklaşık 2 yıl önce karşılaştık. Bu iki yıl içinde bir kaç defa daha karşılaştık. Çok farklı bedenlerde (ben iriyim, bayan olarak, o daha minyon..)geldiğimiz aile ortamları bambaşka..ama yaşamı anlayışımız, anlatışımız aynı. Onunla karşılaşıktan sonra yaşamımda enerji patlaması oldu diyebilirim. Özel olarak görüşmüyoruz. Ama uzakta da olsa orda olduğunu bilmek, aynı şeyleri sevdiğimizi bilmek..tarif edilmez.. Yazılarınızı okuyana kadar psikolojik bozukluk yaşadığıma, bunun tek taraflı platonik bir duygu durumu olduğuna, bu kişiyi saplantı haline getirdiğime inanmştım. Her ne kadar hayatımızda eş zamanlılıklar yaşasak da ( aynı zamanlarda boşandık, bir deneyimden geçerken onun o deneyimle ilgili bir yazıyı sosyal ortamda paylaşması v.b. ) Dediğiniz gibi hissedilen arzu ve özlem cinselliğin çok ötesinde.. Sanki artık aynı prizden enerji alan iki ampul gibiyiz diye hissediyorum. Enerjisini o kadar iyi biliyorum ki...Ve hep suçlamaya başlamıştım; neden bu hayatta karşılaştık, bu kadar farklı yaşamlarda deneyim kazanacaktıysak neden karşılaştık? Bu kadar acı mı olmalı? Onu düşünmek kalbimin çevresini acıtıyor. Sanki o bölge yanıyormuş gibi oluyor.
    Yazılarınız sayesinde delirmediğimi anladım ve kafamdaki pek çok soru cevap buldu. Artık ne yapmam gerektiğini biliyorum. Çok teşekkür ederim.Sevgiler...
    Yazılarınız sayesinde

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sevindim. Durumu iç dünyanızda iyi yönetmiş ve hazmetmişsiniz. Sitemin yardımı olmasına da memnun oldum. Teşekkürler bizimle paylaştığınız için.

      Sil
  14. Merhaba,
    Ben yirmi sene önce tanıştığım ve platonik hoşlandığım birine yirmi sene sonra tekrar platonik oldum. Sadece arkadaşız. Onunla kalp çakrası bağlantısı hissediyorum. O karşıma çıktığından beri sürekli 22,33,11,44 gibi çift rakamlar ya da 12:21 gibi ayna rakamlar görüyorum. Gözlerine baktığımda sanki kendi gözlerimin yansımasını görüyorum. Ama ruh ikizimdir kesin demiyorum, şüphe payı bırakıyorum.
    Onunla karşılaşmadan önce yazdığım kitaba yayınevi bulabilmek için bir ayazmada mum yaktım dilek diledim, sonra onunla 20 sene aradan sonra tekrar karşılaştım, aşık oldum, bu arada herşeye ilgimi kaybettim, sevdiğim filmlere dizilere vb. Sadece onu düşünüyordum. O müzisyen olduğu için İstanbul'a konsere gelecekti (başka şehirde yaşıyor) o geldiğinde ruhunun varlığını buluşmadan hissettim, karşılaştığımızda normal konuştuk, gözlerinde sevgi gördüm. Ama eskiden beri tanıdığı bir kıza çok ilgili davrandı. Konsede onun yanından ayrıldıktan sonra içimde öyle bir tuhaf his oluştu ki sanki ruhumun bir parçası benden koparılıyormuş gibi oldu. Derhal onu görmek istedim, sabaha kadar uyuyamadım yarın mutlaka onu görmeliyim dedim ertesi gün mesaj attım o kızla buluşmuş. Sonraki günler bir iki defa sabah onu görmeliyim diye uyandım çok güçlü bir his ve onu görme arzusuydu, o da aynı gün Facebook'a "aklım İstanbul'da kaldı" diye mesaj attı. Sonra o kıza aşık olduğunu belli eden mesajlarını gördüm. O da güçlü bir şekilde İstanbul'a gelmek istiyordu ama sanki o kız yüzündendi. Sonra o kızla buluştular hatta onun için İstanbul'a geldi, ben çok üzülüyordum, bu neden oluyor dye sordum gözümün önüne sürekli Ayazma geliyordu oraya gittim. Dedim kitabımın basılması hayırlı olacaksa gerçekleşsin, eğer iyi bir kitapsa yayınevleri kabul edecektir, yoksa düzeltirim kitabı dedim, birden üzerimden büyük bir enerji kalktığını hissettim, döndüğümde çok mutluydum artık eski ilgi alanlarıma sevdiğim kitaplara dizi ve filmlere ilgim geri dönmüştü dünyaya dönmüştüm ve aynı dönemde o da kızdan ayrıldı, kızla olan resimleri silip takipten çıkardı. Ama şimdi gene görüşemiyoruz çünkü facebook'a eskisi kadar bağlanmıyor, telefonlarımız yok birbirimizde sadece arkadaşız bana zaten pek romantik ilgili davranmadı sadece arkadaş gibi davrandı. Ama ben herşeyi hissediyorum kalp çakrası bağlantısı, paranormal deneyimler, onunla ilgili rüyalar. Bu neden oluyor sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Gustave. Hikayeni içtenlikle paylaştığın için teşekkürler. Severek okudum. Ben konuya bu gibi durumlarda biraz mantıksal bakıyorum. Hatırı sayılır bir süre kafaya takıp bolca git geller yaşadıktan sonra yapılması gereken bünyeye en FAYDALI şey bu bence. Bakın kavuşamıyorsunuz. Kavuşabileceğiniz bağlantı/veri/imkan da ortada yok. Neden bu konuya zaman, enerji ve moral harcayasınız ki? Kendinizi akışa bırakın ve onu içten sevmenin hazzına doyun. O ne tatlı seviştir. Biliyorum yetmez ama, ikizleri tabusal hale getiren bu ulaşılmazlık, erişilmezlik ve bu gizemli bağlantı zaten. Bunu sizi alt edip düşürmesine izin vermeyin. Bunu yerine sadece sizdeki mutluluğuna, sevişine, kalbinizdeki ince gülümsemeye odaklanın. Bir araya gelmeniz gerekiyorsa buna hiçbir plan karşı gelemez zaten. Bol şans.

      Sil
  15. Gustave Flaubert, bence o senin için zaman kaybıdır. Aynı rakamları benimde, benzer sebeplerle gördüğüm oluyordu saate bakınca 03:03, 12:12 gibi, bu karanlık güçlerin enerjini düşürmek adına yapmış oldukları oyunlardır.

    YanıtlaSil
  16. İkiz alevim beni ben onu tanımadan önce tanıdı... Tam da bu yazıdaki gibi ilk etap süperdi ama saçma ve sebepsiz yere koptu... Daha doğrusu ben öyle sandım... Çok zorlayıcı zamanlar oldu, bazı şeyleri çok kolay yapabilirken , unutmak ve umursamamak gibi, o söz konusu olunca yapamadım...Ta ki gerçek bir arınma ve uyanış geçirene kadar... Sürekli insanlara ilahiye teslim olmayı ve ilahi plana güvenmeyi öğretir oldum....Kızmıyorum ona, affettim ve koşulsuz sevgi gönderdim bilincimde...o bana ve ben ona yapmamız gerekeni yaptık... Ben ne kadar çabuk yükselirsem dişil enerji olarak, o da arkamdan o kadar çabuk gelir... Işık işçisi olmak zor ama muazzam bir görev ve ödülü büyük...Bu yazı muhteşem bir teyit oldu... Emeğinize sağlık ve teşekkürler...

    YanıtlaSil
  17. Tasavvuf da tam budur işte. Kendi yaşadıklarımdan ve yukarıdaki yazılarınızdan çıkan sonuç aynı. İlahi aşk. Aşkın içinde yok olmak. Ölmeden ölmek ve Allah ın varlığının
    dünyasının ve sevgisinin nasıl muhteşem olduğunu anlamak. Keşke birebir görüşme durumu olabilseydi de yaşadıklarımızı paylaşıp daha neler yapılabileceğini öğrenebilseydim.

    YanıtlaSil
  18. Tasavvuf tam da budur işte. Kendi yaşadıklarımdan ve yukarıdaki yazılarınızdan çıkan sonuç aynı. İlahi aşk. Aşkın içinde yok olmak. Ölmeden ölmek ve Allah ın varlığının
    dünyasının ve sevgisinin nasıl muhteşem olduğunu anlamak. Keşke birebir görüşme durumu olabilseydi de yaşadıklarımızı paylaşıp daha neler yapılabileceğini öğrenebilseydim.

    YanıtlaSil
  19. Sevgili Emre,
    “İşte bu sahip olabilceğin bir şey. Şimdi dünya üzerindeki Cennetten bir yudum al bakalım. İşte bu sana 5B olmanın hissettireceği şey. Ama şimdilik 3B’deki işimize dönüp çalışmaya devam edelim.” Bu yorumun bilincinde olduğunuz için kendinizle gurur duymalısınız. Bu duru düşünce herkese nasip olmaz. Tüm iyi niyetimle tebrik ederim ve kendim için, beni yazınızla karşılaştıran güce şükrederim. Şimdi anlıyorum...


    Sevgiler,
    Esin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatmin ve hakikat dolu mutlu yaşamlar Esin Hanım. Yorumunuz için teşekkürler.

      Sil
  20. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  21. Emre bey cok guzel anlatmisiniz.ben son yazdiginiz 5B de olma durumunda olmayi pek kavrayamadim.biraz daha acik bilgi verirmisiniz

    YanıtlaSil
  22. yıllarca aynı sokaklardan geçip aynı mekanlarda dolaşmışız ve birsürü ortak tanıdığımız da var fakat çok alakasız bir şehirde ve imkansız denecek tesadüflerin ard arda yaşanması sonucu karşılaştık. Sürekli olarak birbirimizin gözlerine bakıyorduk ve karakterimize aşırı ters şeyler yaparak tanışma fırsatı yarattık. Çocukluğumuzdan itibaren yaşadığımız acıların ortak olduğunu gördük, hayallerimizin ortak olduğunu gördük, birbirimizde kendimizi bulduk ama bir o kadar da zıttık ve sürekli olarak kavga ediyorduk özellikle felsefe yaparken. İlişkimiz kısacık bir sürede aklımızın alamayacağı şeyler hissetmemize yol açtı fakat hep bir sorunla karşı karşıya gelerek ve aslında büyük fedakarlıklar yaparak bir şekilde ilerlettik. İç dünyamızda ne kadar benzesek ve aynı gibi hissetse bir o kadar zıttız aslında ve fiziksel olarak da çok benziyoruz. Bir yerde otururken insanlar yanımıza gelip ya kardeş misiniz diye soruyor ya da bir şekilde uyumumuzdan bahsediyor. Birimiz kötü hissettiğinde diğerine mutlaka bir şey olmuş oluyor hatta aynı anda hastalanıyoruz çoğu kez. 2 hafta önce bitmesi gerektiğini hissediyorum diyerek iletişimi kesti. Tam sorunları aşmışken bunu yaptı. Ve tanıştığımız ilk günden beri size yemin ederim mutluluğun ve mutsuzluğun son noktalarını da tattım inanılmaz bir duygu ve enerji yoğunluğu yaşıyorum. Auralarımızın renkleri siyah ve beyaz bunu güvenilir bir kayNaktan öğrendik. Şu an ne yapmam gerektiğini bilmiyorum .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzla konuya katkıda bulunduğunuz için teşekkürler. Ne yapmanız gerektiğini bilmenize gerek yok. Hiçbir plan yapmanıza gerek yok. Sizin hiçbir kontrolünüz yok. Ne olacaksa olmasına engel olamaz, olmayacak şeyi de ne yapsanız olduramazsınız. Bu anlayışın herkes tarafından anlaşılmasını beklemiyorum ama şeyler kendi akacaktır ve yaşamanız gerekeni yaşamanız evrensel olarak garanti altındadır. Siz sadece kendinizi araştırın ve izleyin, bu yaşananlar vesilesiyle.

      Sil
  23. Onu hala unutamıyorum...o bendim ben de oydu.acıdan başka bir şey vermiyor seneler oldu yaşamak ölüm gibi o beni unutmuş mudur ben onu görmeden sevdim

    YanıtlaSil
  24. Merhaba Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.Umarım bu yazıyı okuyan herkes iyidir. Kalplerine sevgimden parçalar yolluyorum. Bu yazıyı okumak, sizi keşfetmek, bir şeylerin bilincinde olup olmamak.. Evet durum bu. Neyin ne kadar neresindeyim.

    Benim yolculuğum yani farklı bir çocuk olduğumu öğrenmem henüz 4 yaşlarımdayken başladı. İnsanların görmekten çekindiği enerjileri görebiliyordum. Hayvanlarla bağlarım kuvvetliydi. Çeşitli badireler atlattım diyelim. İnsanlarla ilgili enerjisel bağlantı kurduğumda ki bunu hala nasıl yapabiliyorum gerçekten çözemedim 30 yıldır; onların hayatlarındaki önemli noktalara ya da hasta olan, ağrıyan kısımlarına dokunabiliyorum. Kendimde o enerjiyi hissediyorum.

    Gelelim İkiz Alev'e..

    Biliyor musunuz? Bu yolculuğu 10 yıl yaşayıp anlamamış; anlamam daha sadece 2 hafta sürmüş biri olarak yazacağım bu notu. Burada mutlaka kalmalı. Hayatım boyunca farkındalığı yüksek bir genç ve farkındalığı yüksek bir çocuk oldum. Şimdi modern toplumun kölesi olmamak için hobileriyle para kazanmaya çalışan farkındalığı yüksek bir kadınım ve bu yüzden daha anlamamda 2 hafta olmasına rağmen insanlara bu konuda youtube üzerinden enerji çalışmalarıyla ilgili, çakralarla ilgili bilgiler vermeye başladım. 2 haftada 10 yıllık yavaşlamanın acısını çıkarıyorum sanki.

    mart ayında ikiz alevim evlendi ve benim ağlamam, zırlamam gerekirken "ohh be evlendi" dedim. Sonra kendi kendime bir soru sordum; hayırdır bu neyin rahatlığı? Sanki bu son sınav bununla ilgiliydi.Karşıma ikiz alevlerle ilgili yığınla bilgi geldi mart ayından beri; o evlendikten sonra, sanki onun evlenmesi evrende bir şeyi tetikledi ve benim uyanışa geçmem gerekiyordu artık..İşte ilahi güç; çünkü bizim akıl insanı gerçekten akıl insanı ve hala ego sınavlarını veriyor; yani şöyle diyeli hala ego sınavlarını veriyoruz.O bunun bilincinde mi? ehhh bilemiyorum. Hala rüyalarıma giriyor çekinerek, ve bazen 3. boyuta bağlı olarak yapılan kalp meditasyonlarıyla onu yanıma çağırıyorum.

    Gelelim tanışmamıza kadersel ya;
    Üniversite sınavımı ki o dönemlerde öss vardı Odtü istememe rağmen aile üyelerim başka bir şehirde ki küçük bir şehir benim tercihlerimi yaparak baba mesleğimi devam ettirmem için beni yolladı. Odtü, galatasaray üniversitesini kazanmış olup gidememek? Neden ama hep neden dedim bugüne kadar. Daha sonra üniversite 3. sınıftayım bir arkadaşım yaz okulu notlarımı benden habersiz alıyor ve bunu fotokopiye satıyor benden 6 dönem önceki bir öğrenci bu notları buluyor ve yanıma geliyor; bu notları siz yazmışsınız diye ben orada biriyle tanışıyorum. O mu hayır değil? yaz okulundan 6 yılda veremediği sınavını 40 dakikalık bir dersle verdirdiğim bu arkadaş, arkadaşım oluyor ve internette konuşurken bir arkadaşı bizim konuşmamıza dahil oluyor. Sonra beni ekliyor ve ben fotoğraflarına hiç bakmamışım. Sonra ne mi oluyor? 2. sınavı ve son sınavı için bu arkadaşım kalkıp üniversitenin bulunduğu şehre geliyor bir hafta sonra ve bana sürpriz yapıyor, senin sayende okulu bitiriyorum vs diye yanında biri var kendini gizleyen bana ramazan olarak tanıtıyorlar ben de merhaba diyorum. Adı ramazan mı hayır! Beni haftalar önce internette eklemiş olan adam ama bunu bana söyleyene kadar onlar ben bu durumu anlamıyorum. Sonra çekmeler itmeler acı tecrübeler aynı zamanlarda annelerimizi kaybetmemiz, ayrılmamız, tekrar gelmelerimiz, benim saplantı mı bu ben değilim hallerim, onun nedensiz korkuları ile biz bu iki başına ne geldiğini bilememiş insan yavrusu evlendik. tabii ki farklı insanlarla. Benim evlendiğim kişi karmik ilişkimdi onunkini bilmiyorum. Mutlu olmasını diliyorum;çünkü biliyorum ki o mutlu olamazsa ben olamam ve beraber olduğumuzda da bu ikiz alev birlikteliğini hiç bilmiyorken ona hep ayrılacağımızı söylüyordum. başka biriyle evleneceğini ve yüzünü unutmamak için daha dikkatli baktığımı. İşte benim hikayem. Güçlü olun tanrı özleri, size ihtiyaç var. Hoşça kalın Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  25. Benim ikizimde benim öğretmenim benden 25 yaş büyük .ergenliğin en ağır anlarında ailemle yaşadığım en sıkıntılı anda daha 13 ümde hayata küsmüşken çıktı karşıma . Başta beni tanimazdi ama onu ilk gördüğümde ilk benim adımı soruşuna kadar her şey en derinlerime kazınmış durumda. O benim adımı bilmezken kendisiyle uğraşırken ben onunla dirildim , büyüdüm , kendime yeni bir yol buldum ,kendilik bilincine ulaştım ,kendimi tanıdım ve anladım , en ağır donemlerim bende koca bir güç oluşturdu hep onu izledim ve dirildim . En iyi dersim onun dersi oldu (fizik) ve fiziği ne kadar çok sevdiğimi ve bana uygun olduğunu öğrendim . Neyse bunlar basit meseleler. Ancak gözleri peki ? Şimdi 16 yaşımdayım ve daha dün kavga ettik . Bunların hepsi ego . Ancak beni her seyimle bildiğine emin olduğum ve tüm kusurlarıyla sevdiğim yüksek çekim hissettiğim tek kişi . O da hissediyor ancak bana yaklasamiyor kendin de beni ben de kendini görüyor ancak benim hayatımı mahvetmek istemiyor . Çünkü ben de ışık goruyor ve benim hala buyumemis bir çocuk olduguma dair zorla ikna ediyor kendini . Bir de yaşam tarzı ve dayatilmis kalıplar sebebiyle boyle bir yaklaşım olursa suçlunun kendi olacağını bilmek ona daha acı veriyor . Evet bana " sen yanıma gelir ben neden heyecanlanıyorum sen de farklı bir şey var " dedi "paralel yollardan gidiyoruz " dedi ve ben onun da hissettiginden artık eminim . Çünkü ben o, o ben . en acısı kimse beni anlamıyor ergenlik duygusallığı sanıyor .hayır peki öyleyse ben neden diğer ergenler gibi değilim? Neden benim zillerim erken çaldı ? Neden bu kadar acı cektim.? Ayrıca böyle bir kavramı derinlemesine ögrenmeme neden bu insan sebeb oldu bunun cevabını versinler öyleyse .

    YanıtlaSil
  26. Merhaba. Çok güzel ve çok doğru bir yazı olmuş, ellerinize sağlık. Ben de yıllar önce ruh ikizimle olan deneyimimi paylaşmak isterim. O zamanlar üniversiteye yeni başlamıştım, hazırlık sınıfındaydın. Okulun daha ilk günü, sırada oturup içeri girenleri izliyordum. Ruh ikizim içeri girdiği anda ilk bana bakmıştı, o an sanki o insanı yıllardır tanıyormuşum gibi hissettim ve enerjisel olarak ortamın enerjisi sanki bir anda yumuşadı. İlerleyen günlerde birbirimizi tanımak için can attık. Önce kısa kısa sohbetler ettik, tüm hayatı, aile yapısı, yaşadıkları neredeyse benimkiyle bire bir aynıydı. Aradaki çekim o kadar yoğun birşeydi ki kaçmak mümkün değildi. Zaman içinde hislerimiz aşka dönüşmesine rağmen biz hiç iki normal sevgili gibi birlikte olamadık. Bunu kesinlikle aşkla karıştırmamak gerekiyor, çünkü bu aşk duygusuyla tarif edilebilecek birşey değil, çok daha ulvi ve yüce bir bağ. Öyle bir bağ ki sanki elimi uzatsam elimle tutabileceğim kadar somut bir iple bağlıydık sanki, o bağı o kadar net hissediyordum. Karşımdaki insan benim için tam anlamıyla bir Ayna idi. Benim aynımın tıpkısıydı, bu gerçekten inanılmaz birşeydi. Kendimde sevdiğim ve sevmediğim bütün huyları onda görüp, sevmediğim yanlarımı törpüledim. O zamanlar ikimiz de asi ve inatçı huylara sahip olduğumuz için iki keçi misali çekişip duruyorduk. Yazıda da anlatıldığı gibi en ufak bir tartışma bile inanılmaz acı verici boyuttaydı ama ne kadar canım yanarsa yansın sanki o benim bedenimin bir parçasıymış gibi her seferinde ikimiz de koşulsuz bir şekilde affediyorduk, sanki insanın çocuğuna duyduğu şefkat gibi. Aramızdaki bu gelgitli süreç bu şekilde yaklaşık 3-4 sene sürdü. 4 senenin sonunda bana gerçek dönüşümümü yaşattıran çok büyük bir kavgamız oldu ve zaten okul da bittiği için tamamen ayrı yollara gittik, sonrasında hep ilginç ve alakasız yerlerde karşılaştık ama konuşmadık. Ondan sonraki 2 sene tam anlamıyla bir yanım ölmüş gibi gezdim, uzun süre bu olayı atlatamadım. Sonrasında bu konuyu araştırmaya başladığımda kesinlikle gelişim sebebiyle karşılaştığımızı çok net anladım. Şu an bu anlattıklarımın üzerinden yaklaşık 10 yıl geçmiş olmasına rağmen ve kendisine karşı artık aşk duymamama rağmen hala rüyalarımda görüyorum ve zaman zaman birden bire aklıma geliyor. Siz de ruh ikizinizi bulursanız bunun mutlu romantik bir aşk hikayesi olmadığını kabullenmeniz gerekiyor diye düşünüyorum. Çünkü bunun gerçekten aşk ile ilgisi aslında yok, bu çok çok daha öte anlatılmaz yaşanır bir duygu. Bugün onunla karşılaştığım ve bugünkü halime gelmem için bana rehberlik ettiği için kendisine çok teşekkür ediyorum. Ben hayatıma mutlu olarak devam ettim, tüm kalbimle onun da her zaman mutlu olmasını diliyorum

    YanıtlaSil
  27. Merhaba...
    Inşallah size ulaşabilirim lütfen bana destek olurmusunuz
    Yazacak çok yaşadığım varki 6 yıl ruh ikizimle beraber olduk git gellerle var yok arası yazdiginiz makalede herşeyi anlıyorum koşulsuz sevgi tek olana duyulan sevgi inanç tabuları ilahi güç ilahi düzene kabulleniş az çok çok şeyi tecrübe etmiş birisiyim ama ona çok kızgın ve kirginim herşeyde her halinde maddi manevi bir olmuşum yanında kirginligim olmayışı değil başka birini gönderdiler seni aldılar sözü ve şuanda başka kadınla olması
    Inanın ona hissettiği heyecanı enerjiyi hissediyorum ona duyduğu kalp atışı dahi göğüs kafesimde atması
    Konuştukları düşünceme gelmesi benim için yıkım çok acı günlerdir
    Konuştuğum yaradanım
    Msj yazdım 2..3..defa onunlasin ki ol sorgulamıyorum ama benden benliğimden git olmak istediğin yerde ol ama benide bırakmıyor buda benim içim yıkım oluyor hem onunla hem de bırakmadığı ben dokundugu gezdiği yerleri biliyorum diğeriyle olması benim için onca yaşanmışlık varken üzücü onuda bırakmıyor benide uzaklaşmak istiyorum kapatıyorum ama yinede bi şekilde ulaşıyor
    Lütfen bana yardım edermisiniz
    Lütfen ulaşın bana
    Bu süreçte sizden yardım bekliyorum yaradanım aşikar şüphesiz ondan başka kimseyle konuşup anlatamıyorum

    YanıtlaSil
  28. Anonim olarak yazdığınızda ben sizin kim olduğunuzu bilmem ve size burası dışında ulaşamam. Muhtemelen anonim yazdığınız için cevabım hakkında bildirim de almayacaksınız ama düşüncelerim şöyle;

    1. Sevgi koşulsuz ve karşılıksızdır.
    2. Sevgi sadece sevdiğinin mutluluğunu ve güvenliğini umursar.
    3. Sevgi sıkmaz, boğmaz, rahat bırakır.
    4. Sevgi sahiplenmez, serbest bırakır.

    Siz düpedüz aşıksınız. Bu aşk. Bu ruh ikizliğiyle, koşulsuz sevgi ile açıklanmaz.

    Başka bir cepheden yaklaşırsak da bir şey size zarar veriyorsa kesip atmalısınız. Onunla irtibat size mutluluk ve huzur yerine ızdırap, dram, keder mi getiriyor? O zaman onu uzaklaştırın, cevap vermeyin, siz de temas kurmayın. Kanserli hücreler nasıl kesip atılırsa siz de bu bağlantıyı, daha doğrusu ilişkiyi kesip atın.

    Dünya'da iyi yolculuklar.

    YanıtlaSil
  29. merhaba. kısa ve öz olarak sorumu sormak istiyorum. Kavuşma şartını kendimizin en iyi versiyonu olmak gibi yorumlayabilir miyiz? sadece somut olarak kavuşma icin 'en' gerekli şey nedir? Onun da acı cektiğini biliyorum. Ben bu sürece son verip ilahi mutluluğa ulaşmak istiyorum. Rehberim olursanız çok sevinirim, iyi akşamlar

    YanıtlaSil