Blogumdaki kaynak belirtilmemiş tüm yazılar Emre Güney'e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Küresel ısınma ve iklim değişikliği yalanı

By | 3 comments
Bu yazıda öğreneceğiniz diğer konular: 

Natural News haberine göre ham küresel ısınma verileri incelendiğinde dünyadaki sıcaklıkların değiştirilerek sistematik bilimsel dolandırıcılık yapıldığı ortaya çıktı. Bu tüm bilim tarihinde bu güne kadar ortaya çıkmış olan en büyük sahtecilik ve bize "küresel ısınmanın" ve "iklim değişikliğinin" gerçeklikten uzak özenle hazırlanmış birer yalandan ibaret olduklarını gösterdi. 
(Emre'nin notu: Bu konuda David Icke uzun yıllardır aynı şeyi söylemekte ve somut ispatını da İnsanoğlu Ayağa Kalk adlı kitabında yapmaktadır.)
Yeni bir araştırma gösterdi ki bilim insanları tarafından son yıllarda yapılan küresel yüzey sıcaklığı okumalarındaki veriler yayınlanmış güvenilir ABD verileri ve diğer sağlayıcılarla tamamen tutarsız. (Daily Caller)

küresel ısınma sözcüsü
Küresel Isınma sözcüsü ve
ABD eski Başkan Yardımcısı Al Gore
Küresel olarak yayılmış bu sahteciliğin amacı bilim insanlarına sahte bilgi empoze edip ortalama küresel sıcaklıklarla ilgili kıyamet-vari bir trendin sergilendiği bir tür fikir birliği yaratmak. Bunların hepsi müthiş para kaynağı olan karbon vergilerini desteklemek için yapılıyor. Bir yandan karbon salınımlarıyla ilgili baskıcı hükümet politikalarıyla devlet kazanıyor, bir yandan da satılmış piyon bilim insanları hileli bilimleriyle para kazanıyor. Bunların başı çekeni de eski ABD Başkan Yardımcısı ve küresel ısınma sözcüsü Al Gore. Kendisi Dünya gündemine küresel ısınma ve iklim değişikliği fikrini atan en etkin ve öncü kimsedir. İklim değişikliği konusunda tüm Dünyayı galeyana getiren bu ağabeyimiz savunduğu ve toplumu uyardığı bu tehlikeye karşılık Nashville'in en lüks bölgesinde, 20 odalı ve 8 banyolu bir malikhanede yaşıyor ve ortalama bir ABD vatandaşının yıllık tüketiminden çok daha fazla elektriği bir ayda tüketiyor. (Kaynak)


Sahte kıyamet günü ve kaotik iklim senaryoları sadece maddi kazanç yaratmakla kalmıyor. Sözümona küresel ısınmayı yavaşlatmak ve ozon tabakasındaki deliği küçültmek, dünyayı "düzeltmek" adına üzerimize chemtrail sıkmak için de onay almış oluyorlar. Çünkü chemtrail gibi uygulamaların da altında iklim değişikliklerini önlemek, ısınmayla savaşmak ve bilimsel araştırma yapmak gibi üstü örtülü, CIA, NASA ve askerî kaynak destekli pek çok iklim mühendisliği etkinlik bulunuyor.

Yanıltıcı, sahte ısınma verileri iklim değişikliği modelleme yazılımlarına veriliyor ve onlar da verilen programlamaya göre gezegenimiz için bir "kıyamet günü" senaryosu çizip bir takım tarihler veriyor. Bu noktada da Stephen Hawking gibi bilimadamları spekülasyona geliyor ve Dünya'nın 800 dereceyi aşan sıcaklığa ve sülfürik asit yağmurlarına maruz kalarak Venüs gibi bir gezegene dönüşeceği şeklinde açıklamalarda bulunuyor. (Yakında Stephen Hawking'i bireysel olarak ele alacağım bir yazı yazacağım.) 

Chemtrail ile iklim manipulasyonu 
Mevcut iklim değişikliği ve küresel ısınma söylemi dünyadan toplanan sıcaklık verilerinin sistematik bir şekilde saptırılarak istenen gündeme oturtulduğu bir yalan. Bir çok bilim insanı da farkında olarak ya da olmayarak bu sahteciliğe ortak oluyor. 

Jeoloji mühendisi Dane Wigington’ın iddalarına göre iklimlere birileri müdahale ediyor. NASA’nın uyduları tarafından çekilen görselleri bunun en büyük kanıtı olarak gören Wigington, görsellerde hiçbir şeyin doğal olmadığını her fotoğrafın bin kelimeye bedel olduğunu ifade ediyor. (Kaynak)

meteorolog john coleman
John Coleman
John Coleman, 1934 doğumlu Good Morning America programı ile de bilinen 60 yıllık Amerikan Hava Durumu sunucusu ve The Weather Channel'ın kurucusu bir meteorologtur. 1978'den ─bu sözü söylediği─ 1998'e kadar bir derecelik bile değişim olmadığını, devletlerin bu verileri nereden aldığını soran şüpheci meteorolog, küresel ısınmanın tarihin en büyük yalancılığı olduğunu belirtmiştir.

Coleman'a göre devlet, bilgisayarlı iklim modelleme yazılımlarıyla gerçeği manipule ediyor. Böylece Amerikan vatandaşları yılda 4,7 milyar dolar vergiyi bu anlamsız, yanıltıcı çalışmalar için ödüyor, kendilerine yalan söylenmesi için bu satılmış bilim insanlarını geçindiriyor.

Karbon kirliliği ile ilgili devletin aldığı önlemler yüzünden petrol, elektrik ve gıdada yaşanan artışın 4 kişilik ortalama bir Amerikan ailesinin yıllık giderlerini 1000$ arttırdığı tespit edilmiş.

Dışarıya, şu Dünya'ya bir bakın. Telaş yok. Her şey yolunda. Dışarda kaldırımların arasından, refüjlerin çatlaklarından ağaçlar fışkırıyor. Üstelik hiç çabasız, gübresiz, ilaçsız ve bizim korumamız olmadan. Dünya'nın bize ihtiyacı yok, sevgimiz ve saygımızdan başka. Onu sözümona düzeltiyorlar, birkaç bin yıllık insan aklıyla evrene, doğaya, yaratıcıya ahkam kesiyorlar ve onu değiştirmeye, kendi çıkarlarına uygun manipule etmeye çalışıyorlar. Neden? Daha çok para için. Korku, kaos ve kontrol için. Kendileri dünyaya en büyük zararı verirken sizden tasarruf ve önlemler istiyorlar ve bunun adına sizden kesintiler yapıyorlar. Bugün Dünya'dan kaçma planları yapıyorlar. Dünya bir kıyamete doğru gidiyormuş, kirlenmiş, neredeyse yaşanmaz olacakmış. Bu Dünya için hiçbir şey yapmadılar, ama yaşanmaz gezegen Mars'a oluk oluk para akıtarak yalıtılmış, yapay bir ortam yaratmaya, orada koloni kurmaya hazırlanıyorlar. Buradaki planı görün!

David Icke blogundaki ilgili konuyu mutlaka okuyun. Bakın dünyayı yöneten güçlerin bu konuda planı ne ve bunu neden yapıyorlar? Agenda 21: Plan 21 yazısını buradan okuyun.

Chemtrail nedir?

Chemical Trail kelimelerinden harflerin bir araya gelmesiyle oluşan kelime "kimyasal iz" anlamına gelir. Bu izler çok yüksekten uçan uçaklar tarafından kanatları altındaki çeşitli püskürteçler yoluyla havaya salınır. Bu izler diğer uçak izlerine kıyasla çok uzun süre havada kalır, dakikalar, bazen saatler sonra dağılır, en sonunda gökyüzünde (varsa diğer izlerle birleşerek) homojen, puslu bir katman yaratır ve devasa bir filtreye dönüşür. Püskürtülen maddeler arasında insan sinir sistemine çok zararlı olduğu kesin olarak bilinen ağır metaller olmakla birlikte UV ışınları gibi faydalı güneş ışınlarının yüzeye ulaşmamasına sebep olan aluminyum tanecikleri de bulunuyor. Başlı başına aluminyum bile insan sağlığına zararlıdır ve yenmesi ya da solunması tehlikelidir. Chemtrail'lerin HAARP teknolojisiyle birlikte kullanılarak ani lokal iklim değişikliklerine ve afetlere yol açılabildiğinden de şüphe edilmektedir. NASA bu iddiaları yalanlamıyor.

chemtrail gökyüzü
Chemtrail bezenmiş bir gökyüzü. Image credit: globalresearch.ca
chemtrail ile motor buzlanma izi contrail farkı
Olağan motor izi ve chemtrail
Chemtrail püskürten uçaklar radar kimlik bilgilerini yayınlamıyorlar. Bu uçaklardan gökyüzünüzde gördüğünüzde hemen flightradar24.com'u açıp bakabilirsiniz. Diğer uçakların aksine hayalet gibi, tüm bilgileri gizli uçarlar. Yolcu, kargo ya da askeri uçaklarda göremeyeceğinizi davranışlara denk gelebilirsiniz. U dönüşü, daire, chemtrail izinin kesilip tekrar başlaması gibi. (Yoksa havada motoru mu açıp kapatıyorlar?😃) Chemtrail'ler yeni öğrenenler ya da cahil muhaliflerce sıklıkla contrail'ler (normal motor izleri) ile karıştırılır. Oysa ikisini birbirinden ayırmak için yandaki görseli anlamanız yeter.

Chemtrail konusu ana akım bilim ve medyada tartışmalı bir komplo teorisi gibi görülse de püskürtülen maddelerin listesi, bu uçakların görev tanımları ve izinlerine kadar pek çok bilgi ve belgenin yer aldığı CIA ve NASA belgeleri her araştıran tarafından kolaylıkla bulunabilir. ABD hükümeti ya da işin içindeki kurumlar uygulamayı inkâr etmemekte ancak bilimsel araştırmalar ve iklim yararına çalışmalar yaptıklarını söyleyerek tüm insanlığı oyalamakta, aldatmaktadırlar. Konu zaman zaman Avrupa Birliği ve ABD meclislerinde görüşülmekte, aktivist bilinçli kitlelerce hararetle tartışılmakta ve uygulamanın durdurulması için kampanyalar düzenlenmektedir.

Güneşten gelen UV ışınlarını neden engelliyorlar?

UV ışınları bedenlerimizin savunma sisteminin bel kemiği olan D vitamini üretiminde rol oynar. "Güneş giren eve doktor girmez" atasözünü hatırlayın. Güneşlenme kemiklerimizce D vitamini üretimini başlatır ve bağışıklık sistemimiz kendiliğinden güçlenir, bedenin savunması artar. Böylece kanser dahil, hastalıklardan doğal olarak korunur sağlık sektörüne daha az başvurur, daha az ilaç tüketir, daha az iğne oluruz. Bu da dünyanın enerji, silah ve uyuşturucu gibi en büyük pazarlarından biri olan sağlık sektörü için hiç hoş bir durum olmaz.

Herhangi bir saat, kuvvet ya da açıdaki güneş ışığı bedenimizin D vitamini tetiklemiyor. Bunun saatleri ve koşulları var. Güneş koruyucu krem sürmemelisiniz. Bu bir başka aldatmaca! Bir camın arkasında olmamalı, güneşi doğrudan almalısınız. 15-20 dakika öğlen güneşine maruz kalmalısınız. Çıplak olmanız gerekmiyor. El, kol, yüz açıklığı yetiyor.


Kaynaklar:
  • http://www.naturalnews.com/2017-07-25-global-warming-bombshell-systematic-science-fraud-revealed-in-alteration-of-temperature-data.html
  • http://fakescience.news/2017-07-26-nasa-confirms-sea-levels-have-been-falling-across-the-planet-for-two-years-media-silent.html
  • http://www.hurriyet.com.tr/kuresel-isinma-savascisi-al-gore-enerji-musrifi-6030653
  • http://humansarefree.com/2017/06/founder-of-weather-channel-there-is-no.html
  • http://www.globalresearch.ca/chemtrails-the-consequences-of-toxic-metals-and-chemical-aerosols-on-human-health/19047
  • http://www.sozcu.com.tr/2017/teknoloji/nasa-gorselleri-kanit-gosterildi-hava-durumuna-mudahale-ediliyor-1952793/
  • http://www.sozcu.com.tr/2017/saglik/yeterli-d-vitamini-almak-icin-nasil-guneslenmeliyiz-simdiye-kadar-bildiklerinizi-unutun-1664418/

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

3 yorum:

  1. Buzulların erimesine ne demeli? Bu konuyu nasıl açıklayacaklar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Acaba eriyor mu dersiniz? Yine NASA'nın kendi sitesindeki bilgiye göre 2014'te Antarktika deniz buzulları tarihi artış seviyesine ulaşmış. Buyurun buradan yakın. https://www.nasa.gov/content/goddard/antarctic-sea-ice-reaches-new-record-maximum

      Sil
  2. Amerika ve karayipleri vuran tarihte bir ilk ve en şiddetli ikili kasırgadan sonra bu konunun tartışılacak tarafı kalmamıştır sanırım. Ben öncesinde bu konuyu kendimce şöyle çözdüm, kimlerin küresel ısınma var dediklerine ve kimlerin küresel ısınma yoktur dediğine bakarak. Başta George W. Bush olmak üzere Donald Trump küresel ısınmanın bir palavra olduğunu söylüyorlardı.

    YanıtlaSil