Pozitif/olumlu düşünmek erdem mi?
Size de hiç "olumlu düşün" ve tüm problemlerin uçsun gitsin dendi mi?
Ya da hayatınızdaki hedeflere ulaşmak için olumlu niyetlerle onu görselleştirin dendi mi?
Biliyorsunuz, özellikle Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı (1936) ya da Düşün ve Zengin Ol (1937) gibi kitaplardan bu güne bu felsefe pek popüler. Peki ama bu felsefe gerçekten hayatlarımızı daha anlamlı ve tatmin edici kılıyor mu? Pek değil.
Aksine, Osho gibi bir guruya göre pozitif düşünme felsefesi bu konuda ortaya atılmış en büyük saçmalık.
Osho |
Pozitif düşünmenin neden faydası yok?
Osho'ya pozitif düşünce hakkında fikri sorulduğunda Osho bunun faydadan çok zarar getirdiğine inandığını söylemiş. Peki neden? Çünkü bunun realiteyi reddetmek olduğunu ve kendimize karşı dürüst olmayan bir davranış olduğunu savunuyor:
"Olumlu düşünme felsefesi" gerçek dışıdır ve hiç dürüst bir davranş değildir. Bu, kesin olan bir şeyi görüp yine de bunu reddetmektir; ki bu da hem kendini, hem de diğerlerini kandırmaktır.Pozitif düşünme akımı Amerika'nın insan düşüncesine aşıladığı en büyük felsefik saçmalık. Dale Carnegie, Napoleon Hill ve Hıristiyan rahip Vincent Peale gibi ünlülerin başı çektiği birçok insan bu absürd fikirle zihinlerini doldurdu ve bu fikri yaydı.Bu fikir özellikle vasat zihinleri uyuşturuyor...Dale Carnegie'nin kitabı Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı, neredeyse İncil kadar çok satmış bir kitap. Hiçbir kitap bunu kadar popülerliğe yaklaşamadı.Hatta İncil daha çok ücretsiz dağıtıldığı ve dayatıldığı için bu kitapla kıyaslanmamalı bile. Oysa Dale'ın kitabını insanlar satın aldılar ve bu kitap bu ve benzeri ideolojide bir çok başka kitabın doğmasına sebep oldu. Bu bana göre mide bulandırıcı.... bütün bu olumlu düşünme, pozitif tarafı görme ve karanlık yüzü reddetme akımını Dale Carnegie başlattı. Ama siz karanlık tarafı görmeyerek onu yok ettiğinizi mi sanıyorsunuz? Sadece kendinizi kandırıyorsunuz. Gece orada olacak. Sen 24 saat boyunca gündüzü yaşadığını düşünebilirsin. Ama senin öyle düşünmenle günde 24 saat gündüzü yaşıyor olmayacaksın.Negatif olan da en az pozitif olan kadar yaşamın parçasıdır. Onlar birbirlerini dengelerler."
Osho Düşün ve Zengin ol kitabı için de şu fikirleri öne sürmüştür:
"Napoleon Hill'ı fakir bir adam olarak hatırlıyorum. Bu bile Onun felsefesinin işe yaramadığını görmek için yeterli bir kanıt. Sonradan, kitabını satarak zengin oldu.
Onu zengin eden olumlu düşünme değildi. Onu zengin eden şey dünyanın dört bir yanında kitabını satın alan ahmaklardı. Onu zengin eden şey, kitabı için verdiği emek, çaba ve çalışmasıydı. Ancak kitabın çıktığı ilk günlerde O kitapçı dükkanlarında bekliyor, insanları kitabını satın almaları için ikna ediyordu.
Bir gün Henry Ford'un son model arabasıyla hafif bir şeyler okumak için bu kitapçılardan birine geldiği ve Napoleon Hill ile arasında geçen bir konuşma anlatılır. Napoleon Hill bu fırsatı kaçırmak istemez ve Henry Ford'a giderek "Yeni, müthiş bir kitap çıktı; bunu okursanız çok mutlu olacaksınız; üstelik bu yalnızca bir kitap değil, aynı zamanda kesin bir başarı yöntemini anlatıyor" demiş. Henry Ford adama bakmış ve "Kitabın yazarı sen misin?" diye sormuş. Napoleon Hill da gururla "Evet kitabı ben yazdım" demiş.
Napoleon şu konuda gurur duyabilir. Bu yazılan kitap bir eserdir. Çünkü ıvır zıvırdan tutulan bir eser yaratmak ustalıktır.
Henry Ford kitaba hiç dokunmadan Napoleon'a tek bir soru sormuş: "Buraya kendi arabanla mı yoksa otobüsle mi geldin?" Napoleon Onun ne demek istediğini anlamamış ve "tabii ki otobüsle geldim" demiş.
Henry Ford, "Dışarıya bak. Bu benim özel aracım ve ben Henry Ford'um. Başkalarını kandırıyorsun. Kendi araban bile yok ama Düşün ve Zengin Ol diye kitap yazıyorsun. Ama ben düşünmeden zengin oldum. Bu yüzden buna takacak değilim. Sen düşün ve zengin ol! Zengin olunca yanıma gel. İşte o zaman kanıtlarsın. Kitap buna kanıt değil."
Napoleon Hill'ın zengin olduktan sonra bile Henry Ford ile görüşmeye cesaret edemediği söylenir. Ama Henry Ford ile kıyaslandığında, O her zaman fakir bir adam olmuştur ve fakirliğe bağlıdır. Henry Ford'un mantığı ise son derece açıktı.
Diyor ki "hayır, salt pozitif düşünceyle ilgili hiçbir felsefeye, düşünerek bir yere gelinebileceği fikrine inanmıyorum"
Kısmi gerçekliğe bel bağlamak tehlikelidir
Osho aynı zamanda sürekli pozitif düşünmeye zorlanmanın hayatlarımızın asıl gerçekliğini reddetmek olduğunu, bunun da dönüp dolaşıp bizi "ısıracağını" söylüyor ve şunları ekliyor:
Bana "Pozitiflik felsefesine karşı olup olmadığımı" soruyorsunuz. Evet, karşıyım; çünkü aynı zamanda negatiflik felsefesine karşıyım.
Tek tek ikisine de karşı olmalıyım çünkü her biri gerçekliğin bir yarısı ve diğerinin görmezden gelinmesi.Ve hatırlayın: Yarım bir gerçeklik bütün bir yalandan daha tehlikelidir. Çünkü bütün bir yalanı er ya da geç farkedersiniz. Tam bir yalan ne kadar süre siz onu keşfetmeden kalabilir ki? Yalan, neticede yalandır. O sadece kağıttan saraylardır. Ufacık bir esinti... Ve tüm saray yıkılıp dağılır.Ama kısmi doğru tehlikelidir. Onu hiç farkedemeyebilir ve gerçekliğin tamamı sanabilirsiniz. Bu yüzden asıl problem tamamı yalan olan bir gerçeklik değil, kendini doğru ve tamam ilan eden kısmi bir gerçekliktir. İşte bu tam da bu insanların yaptığı şeydir.
Sonuç: Mutlu görünen depresif ve sahte insanlar |
Zihninizdeki negatif fikirler bastırılmamalı, ama serbest bırakılmalıdır
Osho negatif/olumsuz duyguların baskılanmasının zararlı olduğunu söylüyor:
"Zihninizdeki negatif duygular pozitif fikirlerle bastırılmaktansa serbest bırakılmalıdır. Ne pozitif, ne de negatif olan bir bilinç oluşturmalısıınız. İşte bu saf bilinçtir. Bu saf bilinç hali içinde olunca bugüne kadarki en doğal ve en keyifli yaşamı süreceksiniz.
Bir kişiyi sevmezsiniz, sevmediğiniz birçok şey olur... Bazen kendinizi, ya da içinde kaldığınız bir durumu sevmezsiniz. Tüm bu çöp bilinçaltında toplanıyor ve üst yüzeyde bir hipokrat (riyakâr/ikiyüzlü) doğuyor, ve şöyle diyor: "Herkesi seviyorum; sevgi, keyif ve mutluluğun anahtarı." Ama bu insanların hayatında bir mutluluk görmezsiniz. Tüm bu cehennemi içinde tutuyorlardır.
Başkalarını kandırabilir bu adam. Ve kandırmaya yeterince uzun bir süre devam ederse kendini bile kandırabilir. Bu bir şeyi değiştirmeyecek. Bu sadece hayatı boşa harcamak. Hayat ise çok, çok değerli ve asla geri getirelemeyecek.
Pozitif düşünme metodu ─doğru isim vermek gerekirse─ aslında hipokrat felsefesidir. Ağlamak istediğinizde size şarkı söylemeyi öğretir. Eğer denerseniz kontrol edebilirsiniz, ama bu bastırılmış yaşlar bir şekilde, bir yerde çıkacak. Baskılamanın bir sınırı vardır. Üstelik söylediğiniz şarkı da anlamsız; çünkü onu hissetmiyordunuz ve o kalbinizden gelmiyordu."
Kaynak: ideapod.com
Çeviri: Emre Güney
Uzun zamandır neden yeni bir şey yok diye üzülüyordum. Meğerse emaili değiştirip unutmuşum. Bugün açıp yedi- sekiz email görünce #YDI " den çok sevindim. Şu sıra korkularla yüzleşmek üzerine odaklıyım. Malumunuz "ben korkmuyorum " diyince geçmiyorlar :D.
YanıtlaSilEfendime söylim, bu yazı tercüman oldu derdimin diline. Bazen cevaplarını hissedersiniz kafanızın içinde gezen soruların, ama alışkanlık haline getirdiğiniz şeye bağlılığınız bir mason locasına bağlılığınız gibi sizi dizleriniz üzerine çöktürür. Ne yalan söyleyeyim, okuyunca çözülüverdi sanki "dizlerimin bağları". Uzun zamandır duymayı beklediğim bir şeydi :) Pollyanna' nın iyimserliğini halihazırda duru zihninin ve pratik bir zekasının varlığına da yorabiliriz tabi. Ahmaklıktan ziyade sorunlarımızla yüzleşmedeki korkaklığımızın faturasını kızcağıza kesmeyelim bence :D
Selamlar, sevgiler, hürmetler.
İlgi ve takibiniz için teşekürler. Yorumunuzun sonunda bahsettiğiniz görüş çok mantıklı. Polyanna için o zaman ve koşulda doğru bir seçim. Aylar olmuş, cevap verememişim. Kusura bakmayın. Yorumlarınızı esirgemeyin. :)
SilMüthiş tespıtler OSHO
YanıtlaSil