Blogumdaki kaynak belirtilmemiş tüm yazılar Emre Güney'e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Uyanış yolu (ve isyan edenler)

By | Leave a Comment

Dönüm noktası (aşama I)
Uyanışın ilk kıvılcımı varlığın(burada insan) tatminsizliği, cevapsız soruları, gördüğü ilahî adalet yoksunluğu, hayatta anlam veremediği eksik ve yanlışlarla çakar. Bu bazen de yaşanan ciddi bir ruhsal çöküntü, ani düzen bozukluğu ya da ölüme yakın deneyimle başlar. Dünya nüfusunun % 90'ının otomatik hayatlarına devam ettiği, düşünmediği, sorgulamadığı, tasarlamadığı ama günlük oyalamacalarla yaşayıp ölüp gittiği bir ortam için uyanışın bu aşaması bile büyük bir atılımdır. Bir dönüm noktası olduğundan da en zoru ve en önemlisidir.

Uyanma (aşama II)
Dünyada olup bitmekte olan gerçeklere uyanmaya başlayan varlık önce hiddetle hepsine karşı çıkacak, bir yorularak dinen, bir öfkeyle coşan isyanlarla yıllarca çalkalanacaktır. Uyanışın ikinci en zorlu ve uzun kısmı çoğunlukla burada geçer. Zihni ve egoyu susturabilen varlık çok geçmeden durulup kabullenecek, yaratıcıyı anlamaya başlayacaktır. Ardından fırtına diner...

Hazmediş ve tatbik (aşama III)
Gerçekleri öğrenirken uyandığını sanan varlık şimdi kendine gülecektir. Her şey sakinlemiş, dengeye kavuşmuş, bir zen bahçesi gibi huzurla dolmuştur. Artık her şey yolundadır, kararındadır ve zekice tasarlanmıştır. Varlığın yaşanması gereken ana potansiyellerden kaçışı imkânsız olmakla birlikte bu potansiyelleri kendi içinde dönüştürüp bunlardan istifade etmesi de olasıdır. Şayet bunu başarırsa karmik programında ciddi atılımlar yaratmış olacaktır. İşte bu gibi ─matrixin keşfedildiği─ durumlar diyelim, söz konusu varlığın zaman çizgisi ve olaylar zincirinde adeta bükülmeler yaratır. Ciddi olumlu sıçramalar.

Dünya hararetle çalkalanırken; ekonomi, siyaset bir o kıyıya bir bu kıyıya vururken, yakınlarında insanlar eften püften sorunlar yaratıp birbiriyle didişirken varlık fırtınanın gözünde bağdaş kurmuş yaradanın müziğini dinlemekte, renklerin tadını çıkarmaktadır. Bu öfke, bu telaş ve kaos O'na ait değildir ve bunun bir parçası olmayacaktır. Olan bitenin O'nu ifade etmediğini, ihtiyaçlarını yansıtmadığını ve O'na hizmet etmediğini; bilakis O'nun enerjisi ve bilincini aşağı çektiğini anlamıştır. O artık milliyetler, kültürler, cinsiyetler ve dinler üstü bir insandır. Doğduğu ilk günkü gibi saf ve doğal.




İsyan edenler
İnsan kimdir ki sistemdeki adaleti, düzensizliği ya da eşitsizliği suçlasın? Evrenin ve toplam varoluşun yanında insan zekası nedir? Yaradan kusursuz alemlere sahip olabileceği gibi kusursuz Dünya'yı yaratamaz mıydı? Onu kusursuz ve duygulu-bilinçli varlıklarla dolduramaz mıydı? Oynayıp gülsünler diye kendinden üflediği, hali hazırda temiz ve kutsal olan ruhları bir düşler bahçesine dolduramaz mıydı? Bir sebeple var bu kargaşa ve keder. Bir sebep için bu ─geçici─ adaletsizlik. O'nu araştırıp sorgulayabilirsin ama O'na ne hakla isyan edersin?



“Anlam veremiyorsan, henüz anlamadığın için. Her şeyin bir sebebi var dost. Her şey yolunda, her şey güzel ve kusursuz. Ve sen, tahmin edemeyeceğin kadar çok seviliyor ve takdir ediliyorsun.”


Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

0 yorum: